”İstanbul’da Turist Olmak” projem tam gaz devam ediyor. Bu kapsamda Boğaz Turu ile başladığım gezi dizisine devam ediyor, şehirle yeniden tanışıyor ve gittikçe İstanbul’u daha çok seviyorum..
Bugün de proje kapsamında Zeyrek ve civarında keşifler yapmak niyetindeyiz…
Gezmeye öğle yemeği vaktinde çıktığımız için ilk durağımız Fatih Yavuz Selim’deki meşhur Öz Kilis Kebap ve Lahmacun Salonu.. Birkaç yıl önce Vedat Milör’ün programında görüp kafamıza yazdığımız bu kebapçıya bir türlü gelememiştik. Bu sefer de buranın müdavimi olan babam getiriyor bizi…
Yazın yaklaşması nedeniyle kebap yerine Lahmacun’u tercih ederek bir süreliğine kendisiyle vedalaşmayı uygun buluyoruz.. Önden gelen içli köfteler ve Gavurdağı salata harika. Sarımsaklı Antep Lahmacunlar tam kıvamında; gevrek ve müthiş lezzetli.. Doğru seçim yapmışız ama kebapları denemek için de birgün gelmek lazım.. Kapısına yanaşan arabalar çok çeşitli semtlerden geliyor, yani mekan bir hayli meşhur olmuş. Ama bunun şımarıklığı ile servis kalitesi ve lezzetinden hiç ödün vermemiş olduğu hemen anlaşılıyor. Dekorasyonu değiştirip ambiyansı güçlendirmek gibi bir çaba sarfetmemişler ki iyi de olmuş.. Son derece rahat, samimi, sıcak ve uygun fiyatlı bir mekan. Bu adresi kesinlikle tekrar gelinecekler listeme ekledim gitti!.. ( Hırka-i Şerif Cad. Bedrettin Simavi Sk. No.5 Yavuz selim- Fatih / Tel: 0212 523 44 57)
Güzel yemeğin ardından Bozdoğan Kemerleri‘nin önünde buluyoruz kendimizi.. İstanbul’un en heybetli yapılarından olan kemerlerin altından geçer geçmez de bambaşka bir dünyaya ışınlanıyoruz. Kemerlerin hemen dibinde küçük hasır taburelerde oturulan bir açıkhava kahvesi var. Burada oturmayı canım çekse de semtin tutucu havası ve gözlerin üzerimize dikilmesinden tedirgin olarak yürümeye başlıyoruz. Kadınlar Pazarı olarak bilinen bu meydan cıvıl cıvıl.. Sağlı sollu Büryan ve Perde Pilavı yenecek mekanlar karşılıyor bizi öncelikle.. Bizim karnımız tok, perde pilavını başka bir güne bırakarak rengarenk tezgahlara yöneliyoruz. Daha çok Siirt, Van ve Mardin’in yöresel ürünleri, hayatımda hiç görmediğim şeyler var tezgahlarda.. Karpuz çekirdeğinden tane Sumak’a, kuru ayrandan, ıslatarak yenen ekmeğe, çeşit çeşit peynirden et ve sakatat ürünlerine o kadar farklı ürünler var ki, bir bakışta hepsini algılayabilmek imkansız. Birkaç tezgahtan baharat, kuruyemiş alıp tanımadığımız herşeyi satıcılara soruyoruz. Sakatatlar, anında kesim yapılan kasaplar bana İtalya’daki ‘Mercato’ları hatırlatıyor.. Bu kadar karmaşa arasında biraz da yorularak Zeyrek sokaklarına doğru yöneliyoruz… (Yazının devamı….)
Burası az önceki karmaşadan çok uzak. Bölge Dünya Kültür Mirası listesine kaydedilmiş, bazı evler koruma altında. Meydandaki kocaman Kilise Camii’nin restorasyon çalışmaları birkaç yıldır sürüyormuş.. Sokaklarda yürüyüp eski konakları güzelim evleri inceliyor malesef koruma altına alınmakta çok geç kalındığı için üzülüyoruz. Bu semt saraya en yakın olan semtmiş zamanında, dolayısıyla da çok gözdeymiş.. Belli ki varlıklı kişilerin yaptırdığı harika evler var ama ne yazık ki bazılarının artık direnme gücü kalmamış.. Burada dolaşmak hem güzel hem hüzünlü ama kesinlikle görülmeye değer..
Sokak başında gördüğümüz Zeyrekhane tabelası bizi bu semtin ortasında adeta bir ‘vaha’ olan harika bir sürprizle buluşturuyor. Koç Grubu’na ait Divan İşletmesi Zeyrekhane harika bir konuma sahip güzel bir restoran/kafe. Bir tarafında Kilise Camii karşısında ise harika bir İstanbul ve Haliç manzarası var. Ne tarafa bakacağınızı şaşırırken bir de altında ziyarete kapalı bir Bizans Sarnıcı olduğunu öğrenip daha da şaşırıyorsunuz. Mekan güzelliğinin yanısıra servisi ile de takdirimizi kazanıyor. Yemek menüsü de başarılı görünüyor ama en azından bir çay içmek için kesinlikle uğramak lazım. Buraya yazın yolunuz düşerse tabi ki manzaraya karşı dışarıda oturmak isteyeceksiniz ama iç salonu da görmeyi ihmal etmeyin. Mekanın tarihi dokusuna yaraşır özenli detayları son derece keyifli.. Zeyrekhane bu çevrede yapacağınız geziyi sonlandırmak için en güzel adres….(Sinanağa Mah. İbadethane Arkası Sk. No:10 Zeyrek-Fatih / Tel: 0212 532 27 78)
Bu gün böyle bitiyor; bakalım geleck ‘İstanbul Turisti’ durağımız neresi olacak?..