ROMA’DA YEMEK: LILLI, DA BAFFETTO, LA GRANDE FAMIGLİA

By | 1 Aralık 2013

romada_yemek_da_baffetto_pizza

Siz şu fotoğrafa baktığınızda Pizza görüyorsunuz, bense Lilli adında tatlı mı tatlı bir kız çocuğunu…

Anlatayım…

Da Baffetto’da kuyrukta bekliyoruz. Malum şehrin en ünlü pizzacılarından biri, biraz çile çekmeden lezzete ulaşmak zor.. Kuyruk bir hayli uzadı arkamızda, önümüzde ise dört beş tane ikili üçlü grup var beklememiz gereken. Bu kuyrukta beklerken farkediyorum Lilli’yi. Dört yaşında olması muhtemel, yerinde duramayan haşarı bir kız çocuğu.. Önce mor gözü dikkatimi çekiyor zaten. Belli ki yaramazlık yaparken düşmüş, yazık. Lilli bir saniye bile durmuyor sürekli konuşuyor, atlayıp zıplıyor.. Onu seyrederken garson kapıya çıkıp sıradan birkaç kişiyi daha önüne katıp götürüyor. Kapıda böyle beklemek zor, koku öyle cezbedici ki dış masalarda birinin önünden pizzasını kapasım var!..

Garson bir sonraki gelişinde bekleyenlere ‘’due, due, tre’’ diyerek işaret ediyor ve o da ne, o due’lerden biri biziz, yaşasın!.. Tavırlar biraz sert, belli ki yoğunluktan bunalmış. Yedi kişi peşine takılıp yürüyoruz. Büyükçe kare bir masanın başına vardığımızda yine parmaklarıyla iki, iki, üç diye işaret ederek oturma planımızı veriyor. Hepimiz biraz çekingen, şaşkın, ayrı ayrı oturmayı beklerken hep beraber bu masaya kuruluyoruz. Herkes sandelyesine yerleşip başını kaldırdığında birbirimize nazik ve çekingen selam veriyoruz. Karşımda, kadın İtalyan, adam Fransız olgun bir ‘aşk kaçamağı’ çifti, hemen yanımda da Lilli ve ailesi var!.. Masaya ölçülerinde kesilmiş kağıt yayılıp servisler konuyor.

Lilli, daha kağıt yayılır yayılmaz hemen bir tomar boya kalemini masaya boca ediyor. Annesi ile birlikte kağıttan masa örtümüzün köşesine resim yapmaya başlıyor.Bir ev, kendi evleri.. Küçücük, anahtarlık kadar bir de oyuncak tavşanı var Lilli’nin, onu evin içine sokmaya çalışıyor, oynuyor, sürekli konuşuyor, ses efektleri çıkarıp sorular soruyor. Aslında adının Lilli olduğunu annesinden öğreniyorum, babası ona ‘Picolina’ diyor.. Ufaklık..Küçüğüm.. böyle sevimli bir hitap işte.. Her sorusuna babsından cevap alıyor, çok ama çok mutlu.. Gülümserken gamzeleri çıkıyor, açık kumral bukleli saçlarının çevrelediği yüzüne gamzeler kadar gariptir ki, gözündeki morluk bile yakışıyor… Karşımda oturan aşk sarhoşu kadın Lilli’yi hiç sevmedi, belli.. Bense hiçbir çocuğu sevmediğim kadar sevdim..

Tüm bunlar olurken pizzamızı çoktan seçip siparişi verdik bile.. Tercihimiz mekanın spesiyali Baffetto ve Capricciosa..

Pizzaları beklerken neşeli ve sevimli Lilli’yi seyrettim onu hiç rahatsız etmeden. Konuşmaya çalışabilir, fotoğrafını çekebilirdim ama yapmadım, onun o kendi halinde havasını bozmak gelmedi içinden..

Aslında masaya şöyle bir bakınca şans eseri hep beraber oturmamız aslında çok da güzeldi. Hep beraber büyük ve mutlu bir İtalyan ailesi gibiydik.. La Grande Famiglia… Hep beraber oturduk masaya, siparişlerimiz de hep beraber geldi.. Neredeyse hiç konuşmadık birbirimizle.. Lili’nin babası gülümseyerek tüm masaya ‘Bon Apetito’derken Lilli pizzanın ilk dilimini yalamaya başlamıştı bile!..

Lezzetle buluşma anı resmen cennet.. Bir çırpıda yoğun lezzetli, yumurtalı, sulu pizzamın sonuna ulaştım.. Baffetto’da pizzasını yiyip bitiren kişinin aklına gelen ilk soru şu; Eğer bu ‘’pizza’’ ise, diğer yediklerim ne?.. Gerçekten çok kendine has ve özel bir tat…

Ne bu tadı ne de bu güzel akşamı asla unutabileceğimi sanmıyorum. Anlar vardır, akıllarımıza kazınır; nedenini hiç bilemeyiz.. Bazen de biliriz; bu büyük aile, pizzamın masaya konduğu ilk anki görüntüsü, en son yüzüne bulaşan pizza resmiyle hatırladığım Lilli…

Baffetto artık bana daha da güzelsin…

(Pizzeria da Baffetto, Via Governo Vecchio, 114 Roma)