KENDİ MÜNİH’İMDEN NOTLAR..

By | 28 Mart 2014

munih_gezi_notlari_seyahat_rehberi

Münih seyahati notlarımı aktarmaya bu yazı ile başlıyorum. Ancak baştan uyarmalıyım ki bu yazı ve gelecek Münih yazıları, çok popüler turistik notlar, Oktoberfest detayları, şehrin ‘turistik’ görülecek yerler ve yapılacak şeyler listesi gibi beklentileri pek karşılamayacak.. Tahmin edeceğiniz üzere zaten şehirde olabildiğince şehrin yerlisi modunda takılmaya çalıştım. Bunu başarabilmek için de olabildiğince geniş bir araştırma yaptım.. Bu derin araştırma sırasında gördüm ki yukarıda bahsi geçen konularda yeterince blog yazısı var.. Onun için şehirle ilgili bu tarz bilgilere başka kaynaklardan kolayca ulaşabileceğinizi düşünüyor ve ben kendi Münih’imi anlatmaya genel notlardan başlıyorum..

Ulaşım

Aktarmalı uçuşlar için de yoğun olarak kullanılan Münih Havalimanı oldukça büyük ve karmaşık. Bu nedenle inişin gerçekleştiği terminalin hangisi olduğuna dönüşte sorun yaşamamak adına dikkat edilmeli. Havaalanından şehir merkezine en kolay ulaşım yolu S Bahn tren hattı. Batı yönünde ilerleyerek şehir merkezine varan S1 hattı ve doğu yönünü takip ederek şehir merkezine ulaşan S8 hattı farklı yönlerden gitse de sonuçta şehir merkezi Marienplatz ve merkez tren istasyonu Hauptbahnhof’a aşağı yukarı aynı sürede ulaşan ve oldukça sık sefer yapan iki hat. Merkez istasyona yolculuk yaklaşık 40 dakika sürüyor. S1 ve S8’i kullanırken dikkat edilmesi gereken küçük bir detay var; binerken doğru vagonu tercih etmek. Trenler bazen yolun bir kısmından itibaren ikiye bölünüp yarısı farklı yönde devam edebiliyor. Bu sebeple özellikle dönüş yolunda ‘Havaalanı-Flughafen’ yazılı vagonlara binerseniz yolda vagon değiştirmek zorunda kalmazsınız.

Hem havaalanı ulaşımını hem de ilk gün şehiriçi ulaşımını kapsayan Airport Day Ticket kullanmak oldukça avantajlı. Tek kişilik versiyonu 11.70€ olan kartın 5 kişiye kadar ortak kullanım sağlayan Partner Tageskarte versiyonu 21.30€. Fahrkarten yazan mavi makinelerden kolayca alınabilen bu kart, makineden tarihli olarak çıktığı için tekrar mühürletme işlemi yapmaksızın ertesi sabah 06:00’ya dek şehir içi ulaşımında da kullanılabilecek. Makineler kredi kartı kabul ediyor..

munih_seyahat_notlari_ulasim

Diğer günler ulaşım için de yine 1 günlük ve 3 günlük sınırsız ulaşım kartları var. Bir kişilik ya da toplu olarak kullanılacak 5 kişilik bu kartların haricinde tek yön bilet ve 10’lu bilet seçenekleri de daha az ulaşım ihtiyacı duyacaklar için uygun olabilir. Her istasyonda çok sayıda bilet makinesi var ve bir Alman klasiği olarak dil tercihleri arasında Türkçe de var.. Uzun uzun bilet bilgisi vermemin nedeni seyahat anılarını yazarken “ooh hiç de bilet almadık, bedavadan gezdik” kafasında olanlara sinir olmamdan kaynaklı. Kontrollerin seyrek olması enayilikten değil, halkına güvenden kaynaklanan bir durumdur diyerek bu bilet almama ve bunu utanmadan anı diye yazma magandalığının tarih olmasını dilerim. (Biletinizi ilk kullanımda makinelerden validite etmeyi unutmayınız. Teşekkürler. İmza: Münih Fahri Belediye Görevlisi Gezici Günlük!..)

Aklınızda bulunsun;

Günlük şehiriçi ulaşımda öncelikle U Bahn yani Metro hattını ve tramvayları, alternatif olarak da otobüsleri kullanabilirsiniz.

Standart şehiriçi ulaşım 24 saat sürekli. 02:00’de kapanan U Bahn  sabah 05:00’te tekrar sefere başlasa da otobüs ve tramvaylar 24 saat hizmet veriyor. Sefer numaralarının önüne N eklenen hatlar gece boyu hizmete kesintisiz devam ediyor.

Şehirdeki tüm tramvaylar bir şekilde Karlsplatz ve Hauptbahnhof’tan geçiyor; seyahatlerde kaybolmaya meyilli olanlara duyurulur!

Kısacık bir turistik tramvay turu için birçok turistik noktadan geçen 19 no.lu tramvay bir yağışlı hava jokeri.

Mahalle, Sokak, Bölge..

Şehrin ruhuma hitap eden köşeleri elbette turistik Altstadt ve çevresinde değil; o konuları sonraya bırakarak kısaca nerede ne var bilgisi vermek niyetindeyim..

Hauptbahnhof  Merkez istasyonun çevresinde kısmen daha az turistik, tarihi biraevleri ve birçok küçük bütçe oteli var.. Ulaşımın rahatlığı da göz önüne alınarak konaklama için bizim gibi bu çevreyi tercih edebilirsiniz.  Bölgede çok sayıda Türk görmeye, duymaya hazır olun.. Oktoberfest’in düzenlendiği Theresienweise alanı da bu bölgeye yakın.

Altstadt Tarihi şehir merkezi.. Sayısız yeme içme alternatifinin, mağazanın, önemli tarihi bina ve kilisenin yanısıra belediye binasının, meşhur pazar yeri Viktualienmarkt’ın bulunduğu merkez, tüm bunlara ilaveten oldukça kalabalık bir turist nüfusunu da barındırıyor. O yüzden bu civarda dolaşırken yoğun kalabalıklara ve yeme-içmeye daha turistik rakamlar ödemeye hazır olun..

Gartnerplatz ve Glockenbachviertel Benim mahallem.. Şehrin hipster bölgesi olarak hedef gösterilen semtte, sayısız keyifli kafe, tasarım ürünler satan güzel dükkanlar, akşam eğlencesi için küçük ve kalabalık barlar, renkli insanlar ve keyifli akan bir hayat var.. Merkeze daha yakın olan Gartnerplatz civarında gündüz takılmak oldukça keyifliyken gece Glockenbachviertel’in gizli köşelerini keşfe çıkmak ve geceyi yine bu semtte currywurst ile kapatmak Münih’te yerli takılmanın güzelliklerinden.. Bu semti o kadar sevdim ki hakkında başlıbaşına bir yazı yazmak zorundaydım.. Buyrun; Glockenbachviertellileştiebildiklerinizden miyim?

Leopoldstrasse Rönesans mimarisi, gece ışıklandırması ile daha zarif görünen geniş caddede, Walking Man dışında yemek için tercih edilebilecek birçok et restoranı ve bar var. Gece yarısı atıştırması için şehrin en iyi hamburgeri Ruff’s da yakınlarda..

Englischer Garten Uçsuz bucaksız bir park düşünün.  Yaz-kış gözetmeksizin güneşin gökyüzünde olduğu hergün şehir sakinlerinin içini doldurduğu, çimlere uzandığı, güneşlendiği, bira bahçesinde, gölet kıyılarında takıldığı, bisiklete bindiği bir huzur mabedi. Çevresinde büyük otel zincirlerinin şubesi olan nezih bir semt içinde bulunan devasa parkın Prinzregenstrasse girişinde şehrin önemsenen kulüplerinden P1 ve sörfçülerin takıldığı Goldene var.. Sörfçüler mi? Parkın içinden geçen akarsu kollarının yapay olarak dalgalandırılması ile gelişmiş bir Münih çılgınlığı.. Eisbach sörfçüleri yaz, kış, gece, gündüz demeden burada sörf yapan cool çocuklar!..

englischer_garten_munih_gezi_notlari

Maxvorstadt Şehrin bir diğer yenilikçi semti. İlk bakışta çevresindeki müzeler, okullar ve ofislerle biraz ciddi bir görünüm sergilese de sokaklarına dalınca güzel bir hayat ritmi yakalamak çok kolay.. Özgün dükkanlar, rahat takılma mekanları Schellingstrasse, Türkenstrasse ve civar sokaklarda..

Karşı Kıyı Buraya kadar anlattığım bölgelere göre nispeten daha sakin, kendi halinde, daha yeşil görünen karşı kıyıya ilk ziyareti tramvayla yapmayı öneririm. Peki ne var karşı kıyıda? En popüler bira bahçelerinden Paulaner, merkezdeki kalabalık ve turistik pazar yeri Viktualienmark’ın daha yerel muadili Wiener Platz karşı kıyıda. Art Nouveau mimarinin enteresan örneği Müller’sches Volksbad banyosu karşı kıyıda.. Gece hayatının toplu gösterimi kıvamında eğlence kompleksi Kultfabrik karşı kıyıda.. Yanısıra yine özgün dükkan örnekleri ve cici kafeler karşı kıyı sokaklarına serpiştirilmiş olsa da güzel havada biraz tur atıp köprülerden yürüyerek sevdiğim semtlere dönmeyi tercih ederim..

Uzaklar..

İlk ‘uzak’, aslında çok uzak değil; merkezin hemen dışında Nymphenburg Sarayı.. Standart ulaşım ağını kullanarak ulaşılabilen sarayın porseleni meşhur!.. Güzel bahçesinden şahane fotoğraflar yakalamak için iyi bir havada gitmek lazım. Olmadı, Schloss Nymphenburg porselenleri’nin Odeonplatz’daki mağazasına uğrarsınız bu seferlik..

İkinci uzak Füssen şehrindeki Neuschwanstein şatosu; hani şu Disney logosuna ilham veren masalsı yer.. Ben Münih’te kurduğum şahane hayatı bırakıp gitmekten son anda vazgeçsem de gitmenin çok da zor olmadığını biliyorum.. Münih’ten Bayern bileti alınıp Füssen’e gidilir. Trenden inilen noktadan kalkan 73 ve 78 no.lu Swangau otobüslerine aynı biletle binilerek az sonra köy meydanına ulaşılır. Buradan şato için giriş bileti temin edilip  a)1€’ya otobüs ile;  b) çok €’ya atlı araba ile;  c) hiç €’ya yokuş yukarı yürüyerek (ki önerilmez!) şatoya ulaşılır… En ideali “a” planındaki otobüsle Marienbrücke’ye çıkmak ve oradan Yüzüklerin Efendisi’nden bir sahne içinde şatoya yürümek gibi görünüyor idealde.. Dönüşte mini bir Füssen şehir turunun ardından Münih’e dönüş.. iyi plan..

Üçüncü uzak oldukça uzak: Salzburg.. Yine Bayern bileti ile 5 kişiye kadar ekonomik şekilde 1 buçuk saatlik bir yolculukla Salzburg’a gitmek hemen her Münih ziyaretçisinin olmazsa olmazlarından. Benim programımda daha giderken bile yoktu, yalan yok.. Münih’i bırakıp Salzburg’a gitme fikrini baştan beri çekici bulmasam da kafamda buna benzer başka bir operasyon vardı ki, o da Nürnberg.. Dürer Usta’nın evini görüp bir selam veririm, gitmişken de Nürnberg sosisi yer, dönerim diyordum ama bu fikirden de neyse ki vazgeçip Münih’i doya doya gezdim..Hiç pişman değilim.

Alışveriş

Şehir merkezi  Karlsplatz’dan itibaren alışveriş caddeleri ile donanmış. Lüks alışveriş için Maximilianstrasse; zincir mağazalar için Kaufingerstrasse ilk adresler. Ardından Marienplatz , Teatinerplatz, Fraunenstrasse ve tüm bu caddeleri kesen sokaklar arşınlanmalı.

Çok katlı mağazalar kategorisinde Galeria Kaufhof ve Ludwig Beck var. Galleria Kaufhof gurme katından çikolata, kahve, hardal, çay deliliği; Ludwig Beck ise müzik katından klasik müzik ve caz vahası olarak mutlaka uğranılacaklar listesinde.. Pasaj-AVM kategorisinde Fünf Höfe var. Kalburüstü çok katlı mağaza kategorisinde oldukça lüks ve tasarım markaları ile Oberpollinger‘in doğru adres olduğu test edilip onaylandı.

Şehir insanı evi için ıvır zıvırı Kustermann‘dan alıyor dediler biz de birkaç fincan kapattık..

Renkli pazar yeri Viktualienmarkt alışverişten çok dolaşma, bakınma, tıkınma için uygun gibi geldi bana.. Alternatifi karşı kıyıda daha sakin ve sevimli Wienerplatz.. Viktualienmarkt no.15’deki Schrannehalle yeme içme ve alışveriş imkanları ile mini bir Eataly havasında.

Hediyelik eşya en çok meşhur biraevi Hofbrauhaus yolundaki Orlandostrasse ve çevresinde. Ne alınır derseniz her şehirden alınan standart hediyeliklere Münih’te özel bira bardakları, ünlü biraevlerinin hatıra ürünleri, Bavyera şapkası, Oktoberfest kostümleri , özel ambalajlı biralar ve tatlı Bavyera hardalı  ekleniyor. Biraevlerinde bolca tadabileceğiniz  bu çok tatlı hardal1 eve de taşımak isterseniz raflarda rastlayacağınız Develey 1845 doğumlu bir Münih markası…

munih_notlari_bira_bardaklari_ne_alinir

Benim alışveriş için en sevdiğim bölge yine Gartnerplatz ve Glockenbach civarı.. Reichenbachstrasse hepsine girip çıktığım çok güzel dükkanlarla dolu. Bundan başka Müllerstrasse, Klenzestrasse ve Fraunhoferstrasse yine çok dükkan gezip alışveriş yaptığım ya da en çok iç çektiğim keyifli sokaklar..

Favori plak dükkanım Optimal Schallplatten‘de yine bu bölgede Kolosseumstrasse no.6’da..

Butik şekerleme, kahve, çay, çikolata için en şık adres Eilles; birçok şube içinden operanın karşısındaki hem mola hem de alışveriş için ideal.

Victorian House çay ve çay ile ilgili herşey için uğranılacak bir diğer şık adres.

Münih’te de birkaç bit pazarı yani Flohmarkt var.. En enteresan olanı gündüz vakit bulamayanlar için gece düzenlenen Midnight Bazaar.

Opera, Müze, Kültür, Sanat..

Bavyera Ulusal Operası dışarıdan çok belli etmese de içeriden bakınca oldukça şatafatlı. Bu fiziki yorumum.. Sosyal yanına gelince bir ay önceden sadece en üst balkonda yer bulabilmeme ve gelen insanların şıklığı ve özenine bakılırsa şehirde bu anlamda kültür sanat hak ettiği değeri buluyor diyebilirim. Bulunduğumuz geceye Madame Butterfly operasının rastlaması tamamen çok şanslı olduğumuzun göstergesi ki, eser inanılmaz güzel yorumlanmıştı; büyülendik. Meraklısına bayersiche.staatsoper.de sitesinden programı incelemeyi ve uygun fiyatlı bilet bulunduğu taktirde kaçırmamayı kesinlikle öneririm.

munih_operasi_bayerischer_opera_house

Almanya’nın müzeler konusundaki cennet ünvanını tartışacağımızı düşünmüyorum. Münih de bu anlamda müze meselesinin hakkını veriyor. Onlarca müze içinden benim sınırlı vaktimi harcamaya değer buldukarım yine güzel sanatlara dair olanlar..

Alte Pinakhotek‘de Dürer ‘den Rubens’e, Brueghel’den Cranach’a eski ustaların eserleri sergileniyor. Uzun bir süre tadilatta olacak müzede eserler bu süre içinde bölüm bölüm ve dönüşümlü sergilenecek.. Hergün 10:00-18:00 arası açık müze Salı günleri 20:00’ye kadar gezilebilir.

Neue Pinakhotek‘de Monet, Manet, Van Gogh gibi empresyonist ustaların yanısıra pek sevdiğim Alman ustalar Max Liebermann, Adolph Menzel ve daha nicesinin büyüleyici eserleri var. Bu müzede hergün 10:00-18:00 arası açıkken Çarşambaları bu süre 20:00’ye kadar uzuyor.

Pinakothek der Moderne‘de ise modern resmin ustalarının yanısıra grafik ve mimari bölümleri de var. Hergün 10:00-18:00 arası açık olan müze Perşembe günleri 20:00’de kapanıyor.

Kombine olarak 12€’ya gezilebilecek üç müzenin Pazar günleri ziyaret bedeli sadece 1’er Euro!.. Almanya’yı seviyorum!..

munih_gezi_notlari_müzeler

Bunun dışında Kandinsky meraklıları Lenbachhaus‘u, Bilim ve teknoloji meraklıları mükemmel olduğu söylenen Deutsches Museum‘u ve araba meraklıları BMW Welt‘i gezebilir ama bunlar benim Münih programımın dışında kaldığı için size bu konuda ayrıntılı bilgi veremiyorum..

Sokak sanatları da benim sanat listemin olmazsa olmazı olduğuna göre bu konuda da küçük bir bilgi ekleyeyim. Şehirdeki refah seviyesi yüksek ve suç oranı düşük olunca graffiti bile legal sınırlar içinde kalmış bu şehirde. Tumblinger Caddesi’nde bir izinli Graffiti duvarı var ki şehir içinde görülebilecek en çok örnek burada. Bunun dışında Ludwigsbrücke, Max Joseph Brücke, Isar nehri kıyısı, Kreiswerwaltungreferet ve Angel of Peace çeşmesi civarındaki merdivenler sokak sanatları avının diğer adresleri olacak.

munih_notlari_sokak_sanatlari_streetart_munich

Sokak sanatlarının yanısıra sokak heykelleri ve anıtlar da normalde gezi yazılarına fazla konu olmasalar da Münih’teki iki örnek sıradışı ölçekleri ile benim rehberime girmeye gayet uygun:

Walking Man, Leopoldstrasse no.36’daki bu heykel Amerikalı sanatçı Jonathan Borofsky tarafından 1995’te yapılmış. Tam 17 metre ve 16 tonluk bu adamı caddede görmek biraz enteresan bir his.. Tesadüfen değil, bizzat bilerek gittiğim halde yine de şaştığım esere tesadüfen rastlayıp ürkenler dahi varmış..

Maximilian Joseph Graf von Montgelas, Modern Bavyera’nın kurucusu devlet adamının Promenadeplatz üzerindeki  heykelini 19 no.lu tramvayın içinden görmemle yanında bitmem bir oldu. Zira alüminyumdan yapılan etkileyici bir tasarımı var..

 

tüm bunlara ek olarak..

İnsanların güneşe karşı ilgisini, her fırsatte kendilerini ona teslim edecek bir ortam yakalamalarını sevdim.. Bira bahçelerinde, Isar kıyısında, parklarda ya da meydanlarda..

Hava kararıp ortalık sakinleşirken eski şehir merkezinde özellikle Alter Hof’da dolanmaktan keyif aldım..

Biraevlerinde bira-bretzel-sohbet güzel..

Asamkirche’nin inanılmaz süslemelerine dalıp gitmek, Rathaus’un Gotik mimarisinde her bakışta başka bir detay yakalamak hoşuma gitti..

İnsanların tarzını, şehrin genel havasını,  Münih’teki yaşam akışını sevdim..

Elbette çok yürüdüm, keşfettim, yedim, içtim, denedim, eğlendim..

Hepsini sırasıyla paylaşmak niyetindeyim..  Bir sonraki yazı BİR BAŞKA MÜNİH ‘te şehirden sevdiğim adresler var..

munih_seyahat_notlari_odeonplatz_munich