MİLANO’DA UZUN HAFTASONU

By | 28 Mart 2015

milano_gezi_notlari_2015

Bu yazı Ocak 2018’de güncellenmiştir..

Yeni yerler keşfetmek güzel ama bildiğin bir şehre tekrar kavuşmanın keyfi bambaşka.. Uçaktan iner inmez her anı daha önce yaşadın, biliyorsun. Duyduğun anonslar, tabelalardaki yön okları, tren biletini okutmak için makinaya soktuğunda çıkan dıt sesi… herşey aynı.. Ama her nasılsa daha da heyecanlı..  Şehre yine Cadorna istasyonundan giriyoruz. İstasyonun uğultusu, yine anonslar, turnikeden çıkış ve şehir!.. Herşey bıraktığım gibi.. Ya da daha mı güzel? Güneş parlıyor, hava mis. İlk gördüğüm ve ilk fotografladığım istasyonun önündeki dev iğne, iplik ve düğüm anıtı. Tadilatı bitmiş. Sadece onu yeniden görebildiğim için bile mutluyum. En sevdiğim şehirdeyim. Günlerden Cuma. Önümde dolu dolu 4 gün ve en az 100 yeni adres var!.. Hepsi boş; gidip Brera’da bir sandalyeye çöksem ve dört gün boyunca hiç kalkmasam, hiç yeni birşey görmesem bile mutlu olurum. Çünkü burası Milano. ben de artık yeniden Bianca’yım!.. Sadece burada nefes aldığım için bile mutlu olurum..

…ama yine de sadece bunu yapmıyor “birazcık” geziyorum..  Bu gezintiden kalan adresler, notlar işte buyrun buradalar:

Önce “Adres Defteri”..

Les Pommes Milano’daki yeni favorilerimden. Isola bölgesindeki şık mekan özellikle Pazar Brunchları ile şehir yerlilerinin gözdesi. Pazar günleri üç periyodda rezervasyonlu brunch servisi yapılıyor. 10-12 / 12-14 / 14-16 arası.. Biz Cumartesi barında kahveye uğrayıp Pazar için 12:00-14:00 periyoduna zorla rezervasyon yaptırabildik!. Saat konusunda oldukça katılar. Bizden önceki periyoddan bir masaya “size ancak 1o dakika daha verebilirim” diyerek nazikçe sürenin dolduğunu hatırlattıklarına şahidim!.
image

Menü zengin. Önce kahve, portakal suyu ve kıtır ekmekler eşliğinde ev yapımı reçeller ve enfes bir fıstık ezmesi geliyor. Ardından menüden seçeceğiniz krepten, istakoz burgere uzanan nefis tabaklar var.. Giriş bölümü ikram..Siz sadece seçtiğiniz tabağı ödüyorsunuz ki fiyatlar €14-€25 aralığında..Biz Bacon’lı Hamburger Classico sipariş ettik. Servisler dev ve son derece lezzetli..   Son olarak bu seyahatte içtiğim en karakterli espressonun da Les Pommes’da olduğunu söylemeliyim. (Via Pastreng0, 7  Isola, Milano)

Pisacco ve Dry Aslında iki ayrı mekan ama onları bir arada ele almaya niyetliyim. Çünkü aynı grubun aynı sokakta iki farklı işltmesi ve her ikisi de şu sıralar şehrin en iyi üçlemesi sıralamalarında kendi alanlarında listedeler. Pisacco, modern tarzda döşenmiş çok hoş bir restoran/bar. Biz restoran kısmı ile daha ilgiliyiz ve kesinlikle şehrin iyi risottolarından birini yemek istiyorsak rezervasyon yaptırmayı unutmuyoruz!.  (Via Solferino, 48 Brera, Milano)

Dry ise pizza ve kokteyl barı. Pizzayı burada sadece atıştırma unsuru kabul edip,  en iyi kokteyl barı sıralamasında ilk üçe giren, denim önlüklü hoş barmenlerin servis yaptığı bu hip mekanı denemenizi öneririm. Kokteyller €8-12 aralığında, yani Milano ortalamasında gayet uygun!..  (Via Solferino, 33 Brera, Milano) Bu arada aynı sokaktan iki mekan önermişken Brera’nın başından Porta Garibaldi’ye kadar uzanan bu upuzun caddenin mekanlar açısından oldukça hareketlendiğini söyleyebilirim. Elbette yine doğru saatlerde orada değilseniz kepenkleri kapalı bulmak olası..

Solo Vinili e Libri  & The Saint Mariner Professional Tattooing : Her seyahatte plak dükkanlarını affetmeden muhakkak ziyaret ettiğimizi biliyosunuz. Bu kez de gelenek değişmiyor ve canımız ciğerimiz Serendeepity’ye ilaveten bu kez Solo’yu ziyaret ediyoruz. Bizi bir palyaço büstünün karşıladığı çok ama çok stil sahibi bir dövme stüdyosunun içinden geçerek alt kata süzülüyor ve bu gizli mabede ulaşıyoruz. Çok plak yok ama gayet iyi bir seçki var.. Caz ve kuzeyli elektronikçilerden birkaç plak, dahası kitap bölümünden de nefis illüstrasyon kitapları ediniyoruz. Her yerde görmediğim harika kitaplar ve fanzinler var burada..
image

Bu arada ben kitap seçimimi bitirip tekrar o nefis dövme stüdyosuna çıkıyorum. Bu yaşa kadar yaptırmadığıma göre bundan sonra da dövme yaptırma ihtimalim yok ama eğer o ihtimal olsaydı o koltuğa burada oturabilirdim.. Sırf kartvizitlerine bile hayranım. Üç çeşit vardı, utancımdan sadece iki tanesinden arşive alabildim, düşünün ne güzeller!.. (Via Carlo Tenca, 10) Dipnot: Buraya uğramak niyetinde iseniz Pave’ye geldiğiniz gün gayet uygun, çünkü çok yakın..) *(Güncelleme.. Solo Vinili Libri kapandı ama dövme dükkanı hala duruyor.. Plak için başka alternatifler A’dan Z’ye Milano Notlarında..

Pave hazır lafı geçmişken son dönem Milano instagrammerlarının gözdesi olan Pave’den de bahsetmemek olmaz. Şehrin “hipster kahvelerinden biri olan Pave tam bir un delisi!. Hamur ile oynamaya bayılıyor, geleneksel mayalar kullanarak hemen oracıkta harika ekmekler, çörekler yapıyorlar. Mutfak girişindeki “Bread or Death” tabelalarının, “Kral” logolarının, cappuccinoyu minimal yorumlamalarının, su şişelerinin, kurabiye kavanozlarının…..en önemlisi kruvasan arasında prosciutto cotto’lu kahvaltılarının has-ta-sı-yım.. image

Keşke daha çok günüm olsaydı da öğle yemeğinde de gidebilseydim.. ( Via Felice Casati, 27 Milano) Dipnot: 1 no.lu tramvay rotasında.

Bianco Latte Beni bilen bilir, gitmesem de keşfettiğimi paylaşmayı severim, sadece ben,  ilk ben.. gibi takıntılarım yoktur. Bianco Latte de geçen ziyaretimin ancak sonunda keşfedip Milano notlarım arasına adresini bonus olarak eklediğim bir yerdi. Bunca zaman giden herkesi memnun etmiş, bana teşekkürler gelmiş; gitmemek olmazdı.. Hızlı bir italyan kahvaltısı yapmak için erken kalktığımız bir sabah bankosunu önünde “cornetto con crema” siparişi verirken bulduk kendimizi. İtalyan tarzı tombik kruvasanın içinde taze sütten yapılmış mis gibi bir krema düşünün; yanında da Cappucco ( İtalyanlar kısaca böyle diyor)
image

Tabureye oturup yemeye başlamışım, elimin altında gazetem. İtalyanca. Anlamıyorum ama olsun. Birkaç kelimeyi, haber iyi mi kötü mü onu anlayabiliyorum en azından!. Arada bir başımı kaldırıp dışarı bakıyorum. Partal bir evsiz her giren çıkana iyi günler diliyor, kimse yanından öylece geçip gitmiyor, konuşuyor. Hatta birisi süt alıyor.. Bu şehri her şeyi ile seviyorum.. tüm insanları ile.. Çıkışta biz de yanına uğrayıp elindeki bardağa katkımız yapıyor, İtalyanca hayır duamızı alıyoruz.. Bianco Latte’ye dönecek olursak kremalı brioche/cornett0/kruvasan, adına her ne derseniz eğer, eğer yiyecekseniz burada nefis yapıldığını söylemeliyim.. Öğleden sonra uğrarsanız dükkan bölümünden alışveriş de yapabilirsiniz. (Via Turati, 30) Yine tramvay no.1…

Trattoria da Abele Temperanza Milano aslında pizzanın değil, risottonun şehri; önce bunu kabul edelim. Sonra da en iyi risottoyu nerede yiyebileceğimizi gözden geçirelim. Yıllardır her seyahatimde bir şekilde adı karşıma çıkan, başka Milano severler tarafından önerilen Abele’ye bu kadar zamandır kayıtsız kalıyorum ama bu seyahatte beslenmemde una az, pirince daha çok yer ayırmamı da fırsat bilerek artık bu öneriyi değerlendirmenin zamanı geldiğine inanıyorum. Ne yazık ki çok geç kalmış bir karar; keşke ilk duyduğumda, üç yıl önce gitseymişim!.. Bu kadar geç kaldığıma göre burayı biraz uzun anlatmam gerekiyor ceza olarak..

Öneri okumayı, kendi tarzına göre yorumlamayı da zamanla öğreniyor insan. Mesela herkes bu trattorianın uzak ve pis bir semtte olduğunu söylüyor. Ayrıca da rezervasyon gerekiyor diyor.  Tecrübem bunu şöyle yorumlatıyor bana: Hımm, uzaksa, yerleşim bölgesinde, yerellerin tercih ettiğ bir yerdir. Pis semt tanımı ise, bizim, plak, graffiti, underground gece kulübü peşinde gittiğimiz yerlere yakın olmalı düşüncesini netleştiriyor. Hele bir de rezervasyon gerekiyorsa burası kesin gizli bir cevher olmalı!.. İstikamet Abele!..

Rezervasyonu hiç sevmem, onun için restoranın açıldığı saat 8’de gitmeyip 21.30’a kadar bir kokteyl barda takılıp sonra yola çıkıyoruz. Metro’nun Pasteur duragına iki sokak ötede. Evet, metrodan çıkınca göçmenlerin yaşadığı kozmopolit bir mahalle ile karşılaşıyorsunuz ama korkup abartacak bir durum yok; iki Afrika kökenli görünce oralar çok tehlikeli diyen “turist” tipine sinir olurum!.. Tabi ki bu tarz bölgelerde turist olduğunu fazla belli etmemek, telefonunu çıkarıp çıkarıp haritasına bakmamak gibi küçük detaylara dikkat etmek gerekebilir.  5 dakikalık hızlı bir yürüyüşün ardından salaş lokantamızın içindeyiz. Tüm masalar dolu; bize yaklaşan garsonumuza rezervasyonsuz olduğumuzu söylüyoruz o da bizi 10 dakika barda beklemeye alıyor. Hepsi bu. Gerçekten 10 dakika sonra arka taraftaki salonda masamıza kurulmuş oluyoruz. İtalya’da en sevdiğimi, masa örtüsü yerine sarı kağıt serilmiş rahat masalar. Burası da aynen o model.
image

Abele’de hergün mevsim ve malzemeye göre 3 farklı çeşit risotto oluyor. Amacınız bunlardan tatmaksa contorni (yan tabaklar) ya da antipasti tabaklarından birşeyler seçip sonra risottonuzu söyleyebilirsiniz. Bizim seçimimiz  balkabaklı, armutlu risotto ile enginarlı baklalı bir zeytinyağlı ve Gran Padano peynirli enginar salatası. Şarap seçimini bu tatlarla doğru eşleştirme için garsonumuza bırakıyoruz ve seçiminden memnun kalıyoruz. Çok net söyleyebilirim ki bu seyahatin en ama en lezzetli sofrası buydu. Enginarlar, risotto, şarap, zeytinyağı,.. herşey mükemmeldi.. Bu nefis ziyafeti kahveli panna cotta ve espresso ile sonlandırıp bu güzelliğe toplam €71 ödüyoruz. Netice yarın Milano’ya gitsem ilk gideceğim üç yerden biri olur. saygılar. ( Via Temperanza, 5)

Nottigham Forest Dünyanın en iyi 50 kokteyl barı arasında gösterilen bu küçücük bara girebilmek için kapısındaki kuyrukta yaklaşık 1 saat takılmak, mızmızlanmak, arada bir kapıya çıkıp kuyruktakilere gülümseyip iyi akşamlar dileyen görevliye “E, hadi ama” manalı bakışlar atmak gerekiyor. Neticede adamın da yapabileceği birşey yok; içeride 8 kişilik bir bar ve yaklaşık 20 kişilik oturma alanı var, hepsi bu. Günlerden Cumartesi olunca o kuyrukta biz 1,5 saat bekledikten sonra girebiliyoruz. Roman tadında bir içki menüsü var, hepsini okusan kapıda bekleyenler isyan çıkarır!. €8’dan başlayan klasik kokteyller ve yüzlerce Euro’yu bulan fiyatları ile fantastik kokteyller var listede. İçeriğinde saf parfüm olandan tutun da daha ne fanteziler, ne fanteziler.. Sunumları da bir hayli şatafatlı.. Kokteylleri içerken yanındaki ikramları atıştırıp duvarlarda, raflarda duran bir sürü objeyi inceleyerek zaman hızla geçiyor zaten… En iyi elli tanımlamasını biraz abartılı bulmakla birlikte, madem bu kadar ünlü, biz de buranın bir bardağını tutmuş olduk duygusunun keyfi ile olay mahalini terkediyoruz.

Straripa Bar Navigli’de kanal boyu, akşamüstü aperitivo saatinde dolan birçok bar ile dolu. Şu ara en popülerlerinden biri Mag Cafe. Ne yazık ki aperatif saatinde burayı çok kalabalık, Rita’yı da bu kez fazla boş  bulunca rastgele Straripa’ya giriyor, bu kez onu deniyoruz. DJ performans eşliğinde sunulan açıkbüfe atıştırmalıklar başarılı; kokteyller de fena değil. Akşam yemek programımız olmasa burada rahatlıkla karnımız doyar, geceyi akşam yemeksiz tamamlardık.  (Ripa di Porta Ticinese, 19)

Temakinho Brera ve Navigli’deki şubelerinde Brezilya tarzı sushi/suşi yapan Temakinho fena halde popüler, hatta kapalı gişe!.. Brezilya Suşisi de nedir? dediğinizi duyar gibiyim. Durum şu: 1900’lerin başında bir kısım Brezilyalı Japonya’ya göç etmiş ve sığınma hakkı almış. Bu dönemde suşiyi öğrenmiş ama kendilerince yorumlamışlar. Yani klasik Japon usulü suşiye Brezilya’nın geleneksel tatlarını ve egzotik meyvelerini katmışlar. İşte Temakinho bu akımın Milano’daki temsilcilerinden.image

Oldukça kallavi porsiyonlardaki suşiler üzerinde meyve, baharat, salsa sos, bol fıstık ve badem ile sunuluyor ki bırakın yemeyi yazarken bile yürek dayanmıyor!.. (Via Garibaldi, 59)  * Güncelleme: Temakinho’nun Magenta bölgesinde Via Boccaccio no.4’te harika bir yeni şubesi var. Bence siz mutlaka orayı deneyin!.

Dipnot: Temakinho Roma Monti’de de açılmış, yollar Roma’ya düşünce mutlaka denensin!..

Ostello Bello Hipster yuvası bir hostel lazımsa şöyle buyursunlar!.. Üstelik illa ki konaklamak gerekmiyor; kahvaltıya, akşamüstü içkisine girişteki barına uğrarsanız eğer, gayet renkli bir ortam ile karşılaşmak garanti.Pazar akşamüstü,  onların deyimi ile “Hippy Hour”da uğradık; gayet keyifliydi.. (Via Medici, 4)

Taglio Şehrin en yeni, en popüler adreslerinden Taglio yine çoksevdiğim yerlerden biri oldu. Nefis omletli kahvaltılar, kahvaltıya eşlik eden Chemex, V60 gibi demleme yöntemleri ile hazırlanan kahveler.. Kahve çekirdekleri ünlü kahveci Taf’tan; ancak demleme konusunda çok da başarılı değiller. Malum, demleme kahve kafası İtalyanlar’a biraz ters; biraz pratik yapmalılar.
image

Ancak mekan gün boyu her saatte, tüm yeme içme ihtiyaçları için çok iyi tercih.. (Via Vigevano, 10)

Le Biciclette Şehrin en eski, en köklü mekanlarından biri. Özellike aperitivo saatleri oldukça popüler. Açıkbüfesi, kokteylleri, personeli, herşeyi çok iyi. Aperitivo planlarında bir klasik olarak yerini alsın.. (Via Torti / Corso Genova köşesi)

Fioraio Bianchi Fransız havasındaki çiçekçi kafeye denk gelirseniz eğer bir kahve molası verebilir, akşam içkisine uğrayabilirsiniz. Güzel çiçekleriyle de poz verirsiniz.. (Via Montebello, 7)
image

GUM Gianni Chiarini Hoop, atlıyoruz alışveriş faslına. Corso Garibaldi’de birden bire vitrinine yapışarak içeri dalma ve plastikten yapılma o mavi tonlarındaki kamuflaj clutch’ı kapıp mağazadan çıkma sürem toplam 5 dakika!. Son derece kullanışlı pvc bazlı çantalar ile çok hoş desenleri buluşturan GUM, aslen bir Floransa markasıymış. Öyle abartılı birşey değil elbette, günlük kullanım için uygun, orta halli ürünlerden bahsediyoruz. Gelecek sefer uçak yolculuklarında kullanmak üzere kabin boyu bir çanta alabilirim.. (Corso Garibaldi, 34)

High Tech Dört gün içinde üç kez ziyaret ettiğime göre baya sevmiş olmalıyım High Tech’i!..  Kapıdan girişte bu kadar büyük olduğunu tahmin etmediğiniz inişli çıkışlı, dolambaçlı bir labirente girmiş oluyorsunuz aslında. Girişte ev kozmetiği ve kırtasiye ile başlayan olaylar ilerledikçe ev tekstili, outdoor spor kıyafetleri, hatta mobilya.. şeklinde gelişiyor. Ama asıl önemli olan benim yeni takıntım Pijama’nın burada satılıyor olması. Elbette full koleksiyon değil, ama onlarca mağaza gezdikten sonra en çok çeşidin burada olduğunu söyleyebilirim. Kimdir Pijama, nedir merak edenleri şuraya yönlendireceğim bu kez.. Neyse, High Tech’e uğrayın, iddia ediyorum alacak birşeyler mutlaka çıkacaktır. (Piazza XXV Aprile, 12)

Colmar Artık İtalyanlar’ın Moncler’e tercih ettiği mont Colmar. Herkesin üzerinde Colmar…ama herkesin.. Yerli (İtalyan) marka, fiyatları 150-300 aralığında. #italyanlıkbizimhobimiz diyorsanız mutlaka bir Colmar edinin. Makbul olan Piazza Gae Aulenti’deki ColmarLab’den almak. Burada başka mağazalarda olmayan özel ürünler var.  Italian Independent gözlükleri için yaptıkları kapsül koleksiyon şahane!

Yeri gelmişken Corso Buenos Aires civarına alışverişe uğrarsanız O Bag ve çok stil sahibi erkek giysileri satan Flash’a göz atmayı unutmayın.. Ayrıca meraklısına not: Corso Vittorio Emmanuelle’e Other Stories açılmış. Saldırın!.. Ayrıca ve son olarak Disquared’in Corso Coma mağazası  nefis!.. Şehir Milano, alışveriş konusuna noktayı koymazsam hiç sonu gelmeyecek. Stop.

 

Vaktim olsaydı…

Bir pizza da La Specialita‘da yerdim. Şehrin en iyi pizzalarından birini yapıyor olmasının yanısıra en önemli özelliği menüsünde “Glutensiz Pizza” gibi çölyak hastaları ya da gltensiz diyet uygulayanları mutlu edecek alternetiflerinin de olması.( Via P.Calvi, 9)

Bir tatlı yeme hakkım daha olsaydı Gattullo’ya gidip o minik tırtıl tırtıl çıtır hamurlarını hamm yapardım! (Piazzale di Porta Lodovica, 2)

Bir ay daha kalsaydım God Save The Food’un Piazza del Carmine’e açılacak yeni şubesini de ziyaret edebilirdim..( Tortona’dan tanır, severim kendisini, artık Brera’ya da geliyor.)

Upcycle’da Nordic kahvaltı, Al Mercato’da mutasyona uğramış burger, Carolina’s Zero Due’de brunch..hep geniş vakitlere kaldı ya da belki geleneksel tatlara karşılık galip gelemediler…

Bir de New York tarzı dekorunda geleneksel “Risotto con Osso Buco” yorumunu tatmak üzere defterime özenerek not aldığım Ratana kaldı.. Kesin ama kesin bir gün orada da Osso Buco deneyeceğim..kendime söz!.. ( Via Gaetano Castellia, 28)

 

Yaza kalanlar…

Merkezden uzak ama buna karşılık çok tutulan iki adresi yaza sakladım. Cascina Cuccagna ve Erba Brusca. Her ikisi de farklı bölgelerde, merkezden uzak, banliyö sahasında adresler. Her ikisinin de harika mutfağı ve harika bahçeleri var.. Yaz olur, bisiklete atlar, brunch’a gidersin bir Pazar, tüm gün bahçesinde takılırsın. Birgün Milano’dan ayrılıp eve döneceğini bile unutursun belki.. işte öyle adresler..

Yine, yeniden..

Torrefazione Hodeidah Kendi laboratuarında eski usul kömürlü bir makine ile kavuruyor 1946’dan beri dünyanın her yerinden getirdiği kahve çekirdeklerini.. Eve kahve götürülecekse, uğranacak elbette ki.. ( Via Piero della Francesca, 8)
image

Luca e Andrea Cuma akşamüstüsü, hava güneşli; yine eski günlerdeki gibi Luca e Andrea’nın önünde oturmuşuz, kadehte Venedikli bir beyaz, ortalık şenlikli…An güzel, hayat güzel.. (Via Alzaia Naviglio Grande, 34)

Fabbrica Pizzeria Saatin sekiz olmasını zor bekleyip o odun fırınından çıkan Prosciutto Crudo’lu ve Rosso pizzalaraı yutmak üzere eylemlerimiz gelecekte de devam edecek!.. (Via Alzaia Naviglio Grande, 70)
image

Serendeepity Yeni plaklar seçmek, akşam hangi kulübe gitsek planlarını netleştirmek için birkaç saat ayrılır her seferinde.. (Corso di Porta Ticinese, 100)

Deseo Fazla söze gerek yok.. Bakınız Milano’ Notları: Aperitivo Vakti.  (Corso Sempione, 8)

Morna Kahven çok güzel olduğundan değil; buraya uğrayıp bir kahve içmek beni yerli hissettirdiğinden seviyorum seni.. bir de kapıda asılı bisikletten belki..ya da kartvizitinden.. bir öğlen de yemeğe mi gelsem? (Via Tortona, 21)
image

Bottega Caffe Cacao Seni zaten uzun uzun şurada anlatmıştım.. Yine bir tatlını yemeden duramadım!.(Corso Garibaldi, 12)

La Rinascente En azından gurme katına ve ev aksesuarlarına uğramadan şehirden ayrılmak mümkün olmuyor..

Radetzky Öğleden sonra kapı önündeki koltuklarında elinde salata kasesi ile gelen geçeni izledik bu kez.. En az aperitivo kadar keyifliydi.. Seviyorum Radezky’yi.. (Largo La Foppa, 5)

 

Biraz da diğer mevzular…

Konaklama Şehirde farklı fiyat ve konfor kategorisinden sayısız otel alternatifi varken bizde tercih yine değişmiyor.. Via Rovello’dayız.. Ne konforla ilgiliyim ne başka bir şeyle.. buralı olmaktan “eve gelmiş hissetmekten” başka.. Burası bizim mahalle. Bir ön caddede Castello, bir arkada Brera bölgesi. Güvenli. temiz. sorunsuz. Ulaşımı kolay. Metronun M1 kırmızı hattında Castello Cairoli durağı 200 metre, Tramvayın 1, 2, 12, 14 numaralı hatları 150 metre uzaklıkta. * Güncelleme: Kişisel tercihlerinize göre seçebileceğiniz otel alternatiflerimi Milano Yeniden yazısında ayrıntılı olarak bulabilirsiniz..

Ulaşım/İletişim için güncel bilgiler şöyle; Malpensa havalimanından şehir merkezine tren 13€ ( gidiş dönüş 20€). Daha ekonomik bir seçenek olarak Centrale istasyonuna giden otobüsleri kullanmak (Terravision gibi) 8€. Şehiriçi ulaşımda kullanılacak 90 dakikalık bir biletin fiyatı €1,5. 10 biletlik “carnet 10 viaggi” ise 13.80. Ben biraz sağlamcıyımdır ve cebimde her an biletim olsun isterim. O yüzden bunları değil kalacağım gün sayısına göre limitsiz biletlerden edinirim. 24 saatlik bilet €4,5; 48 saatlik bilet ise şu günlerde €8.25. Bu limitsiz biletlerde bir kez makinada tarihlendirdikten sonra tramvay ya da otobüs kullanırken tekrar tekrar okutmaya gerek yok ancak metro turnikelerinde bazen çıkarken dahi okutmak gerekiyor.  Bilet kontrolü yapılıyor, biletsiz binmeyi bence aklınızdan bile geçirmeyin..

Bisiklet kiralama sistemi Bike Mi kullanmak için ya internet sitesinden kayıt yaptırmanız ya da Duomo istasyonunun altındaki ATM ofisine gidip form doldurmanız gerekiyor. Sistem gayet kolay, geçmiş Milano yazılarımda detayları bulabilirsiniz.

İletişime gelince ki burada kastettiğim büyük ölçüde internet kullanımı. Onun için de ATM bürosundan gerekli kaydı yaparsanız şehiriçinde FreeMilano hattından kısmen yararlanabiliyorsunuz ama benim İtalya sınırları içinde tercihim TIM kart kullanmak. İlk rastladığım TIM bayisine gidiyor (Duomo’nun karşısında var..) ve dönemin uygun kampanyasından bol internetli bir paket alıyorum. Bu kez uygun kampanyada iki kişinin ortak kullanabildiği €19.90lık 5 GB.lık bir paket vardı; bunu alıp rahatça kullandık.

Eğer android telefon kullanıyorsanız telefonunuzdaki google haritası üzerindeki durak bilgilerinden Milano ulaşım ağı için yardım alabilirsiniz. Son derece doğru çalışıyor ve ulaşmak istediğiniz yere hangi araçla kaç dakikada gidebileceğinizi alternatifler ile gösteriyor..

Sanat, Sokak, Etkinlik
image

Isola: sokaklarının güzel örnekleri Isola bölgesinde.. Porta Garibaldi tren istasyonunun Isola tarafındaki peronlarında Haziran 2015’e dek harika bir sokak sanatları projesi var; peronlara inip görülmeli..

Regione Lombardia: Hem modern mimarisi hem de girişini kaplayan rengarenk Craking Art tasarımı heykellerini görmek için Porta Garibaldi yakınındaki bu modern yapıyı rotanıza ekleyin.
image

2 thoughts on “MİLANO’DA UZUN HAFTASONU

  1. Gezici Günlük Post author

    Evet; “Hayat kısa, kuşlar uçuyor.. Kahveleri de başkaları içiyor!.. dedim ve tekrar içmeye başladım. Hele Milano’da kahve içmeden durmak mümkünsüz!.. Ama eskisi gibi değil, bazı günler hiç içmiyorum, genel olarak da günde sadece bir fincan :)

  2. Pingback: 2015 Z RAPORU | Gezici Günlük

Comments are closed.