Lyon’da bir Cuma gecesi. Opera’dan az önce çıkmış hafif esintili sokaklarda aylak aylak yürüyoruz. Yemeği opera öncesi acele tarafından yemişiz; tokuz. Saat 23:00 civarı, günlerden Cuma. Çılgın eğlenceler peşinde değiliz ama geceyi böyle kapatmaya da niyetli değiliz. Önce operanın arkasında kalan Rue du Garet ile Rhone nehri arasındaki sokaklarda sıralanmış kafe/barların arasından geçiyoruz bakınarak. Hepsi dolu ve hareketli; binbir çeşit Belçika birasının servis edildiği Le Berthom, yine çok keyifli ancak bu havada takılmak istediğimizden emin değiliz.. Rue de l’Arbre Sec üzerinden yürüyerek
spontane keşfimiz La Poule au Pot’ün önünden geçiyoruz. Zengin atıştırma tabakları, nefis şarapları, müziği ve müdavimleri ile favorimiz olan küçük bir şarap barı burası. Lyon’da kaldığımız süre boyunca birkaç kez ziyaret ettiğimiz La Poule au Pot’un bu gecelik popüler saatleri çoktan geçmiş.. Yürümeye devam ediyor, buı kez Saone kıyısına yakın sokak aralarındaki mekanların önünden geçiyoruz. Küçük köşebaşı pubları, üç-beş kahkahanın yükseldiği şarap barları, kapı önünde sigarasının tüttürerek sokaktan geçen biz yabancıları göz ucu ile süzen bakışlar.. Hiçbir mekanla yakınlık kuramıyor, kiminin içine de göz atarak yürümeye devam ediyoruz.
Artık ümidi kesmişken açılıp kapanan bir kapıdan dışarı taşan ışık ve ses çekiyor dikkatimizi. L’Antiquaire. Camında böyle yazıyor. Bir şey, -belki içgüdü- bizi o kapıya doğru çekiyor. Kapı, biz kulbuna henüz uzanacakken açılıyor, bir ses bizi içeri davet ediyor ve Lyon’un en güzel gecesi başlıyor.
Ara sıra anlattığım “kokteyl barı” tanımı var ya, işte onun tam manasıyla vücut bulmuş hali l’Antiquaire. Sıcak tonlar ve ahşaptan yana yoğun, loş bir mekan. Klasik uzun bir bar. Arkasında sayısız şişe, jilet gibi giyinmiş, kendinden emin barmenler.
Kokteylin değil, bu ortamın meraklısıyım, hep söylerim… Ve barda takılmayı tercih ederim…
Hemen barda bize bir yer ayarlanıyor. Önce su servisimiz yapılıyor ardından incelememiz için menüler sunuluyor.
Mediterranean ve Rose Baby Collins seçimlerimiz. Sanat eseri gibi hazırlanıyor, mücevher gibi sunuluyorlar.. Bundan sonrası keyif.
Tam ihtiyacımız olan anda karşımıza bizi en mutlu edebilecek adresi çıkaran Lyon’a teşekkürü bir borç biliriz.
L’Antiquaire 20 Rue Hippolyte Flandrin
La Poule au Pot 5 Rue de l’Arbre Sec
Le Berthom 24 Rue Pizay