Instagram’dan beri blogda yazılar çok, fotoğraflar az oluyor farkındayım. Ama arada bir fazla yazı okumak istemeyen, gittiğim şehirlerden kareler görmek isteyenleri de unutmamak lazım. Bu günlerde biraz eski seyahatlerin fotoğraflarına yoğunlaştım; birçok şehirden bol fotoğraf paylaşmayı planlıyorum bu aralar. Bakalım… Yeni seyahatler müsaade ederse Kopenhag, Roma, Brüksel… bol bol fotograf gelecek.. Bugün Napoli ile başlıyorum. İşte seçtiğim kareler..
Aklımda kalan tipik Napoli böyle bir yer.. Küçük avlulu binalar, bol bol pencere, zaman zaman ara sokaklarda pencerelerden sarkan çamaşırlar ve sonsuz bir karmaşanın ahengi…
Ara sokaklarda, avlu aralarında saklı sürprizler, eskiciler, kitapçılar, böyle keşiflerden hoşlanan ziyaretçilerini mutlu etmeyi bekliyor…
Bir liman şehri olarak çok kültürlülüğün de sembol şehirlerinden biri olabilir Napoli. Ne kadar farklı insan profillerini sığdırabilmiş renkli sokaklarındaki hayata…
Via dei Tribunali Napoli’nin dar, uzun ve renkli sokaklarından yalnızca biri.. Başta pizza olmak üzere birçok ayaküstü yemek, tatlı ve kurabiye, hediyelik eşya dükkanının sıralandığı sokaktan bu sakin kareyi çıkarmak marifet bile sayılabilir!
Düz bir şehir değil Napoli. Deniz seviyesinden yukaraılara doğru uzanan yokuşlu ve merdivenli sokakları bol. Hem aşağıdan yukarıya hem de yukarıdan aşağıya baklmak için zaman ve enerji lazım..
Tüm o karmaşanın içinde öyle sakin yollar, öyle güzel kareler saklı ki, şehirle başbaşa kaldığınız o anlarda bu şehre aşık olmamak mümkün değil..
Bu fotoğrafta sakin sakin arka fonu kaplayan ve Napoli manzarasına keyif katan Vezüv yanardağı halen aktif olduğuna göre güzelliğine kanmamakta fayda olabilir!..
Bu kolajda da rengarenk Napoli insanlarından objektifime takılan kareler var..
Yeme içme konusunda sınırları zorlatacak bir şehir Napoli; pizzadan sonra en çok tatlılar ile süslü pastane vitrinleri ile aklı çeliyor. Orta sırada basit birer çörek gibi duran Babba’lar şerbetli, Romlu içerikleri ile bağımlılık sebebi.