Bu havalar şehre yakın küçük yeşil kaçamaklar için ideal.. Biz de Şile Saklıgöl’de başlayıp Ağva’da devam eden keyifli bir gün geçirdik..
Size de fikir vermesi dileği ile işte bu geziden kısa kısa notlar;
Saklıgöl’de Kahvaltı
Şile yolundan Saklıgöl yazan tabelayı takip ettiğinizde sizi mavi ile yeşilin bütünleştiği muhteşem bir gölete çıkarıyor. Üzerinde tek bir tesis var. Karamandere Saklıgöl Tesisleri. Burada sadece kahvaltı yapabilir ya da tüm günü geçirebilirsiniz.
Tesisin gölet üzerinde konumlanan büyük bir restoran alanı ve masa kiralanabilen kameriyeleri var. Ayrıca yeşil alan içine dağılmış piknk masaları da bulunuyor. Restoran bölümünde normal menüden seçim yaparak hizmet alıyorsunuz. Kameriyelerde masa kiralarsanız masa kirası ve mangal kirası ödeyerek kendi yeme içme malzemelerinizi yanınızda getirip gün boyu orada kalabiliyorsunuz. Ya da “ben kameriyede oturacağım ama yiyecekleri onlardan temin edeceğim” derseniz masa kirası ödemiyorsunuz.
Piknik alanını kullanırsanız kendi mangalınızı getirmek yasak; onlar veriyorlar.. Yürüyüş yaparken her hafta gelen kıdemli müdavimlerin kendilerine tesisin sonlarına doğru çok sakin ve keyifli piknik ortamları oluşturduğuna şahit olup “en güzelini bunlar yapmış” dedik..
Biz sabah çok erken yola çıkıp gittiğimiz için restoran kısmında ilk bir saat muhteşemdi ama sonrası biraz kalabalık.. Restoran tarafından kameriyeler ve göle doğru bakmak daha manzaralı ve hoş.. Serpme kahvaltı benim kişisel kahvaltı anlayışıma göre hiç iyi değil; hatta çok kötü. Son derece kalitesiz malzemeler özensiz bir şekilde sunuluyor. Bunun yerine daha az miktarda ama daha kaliteli ürünler kullanılsa keşke.. ama yine de manzara ve sabah huzuru için bir günlüğüne katlanılabilir. Sonrasında gölet çevresinde yeşilin içinde yürümek çok keyifli..
Çıkarken gözlemlediğim kadarı ile ızgara için hazırlanan et ağırlıklı yemek menüsü kahvaltıdan çok daha iyi görünüyordu ama..
Gölette yüzen ördekler, göletin üzerine yaptıkları yüzen evler, kameriyeler, yemyeşil su ve ağaçlar gerçekten inanılmaz keyifli ama tüm günü geçirmek için bana göre yeterince uygun ve nezih değil.. Bence sadece birkaç saatliğine uğramak ya da haftaiçini tercih etmek daha uygun olacaktır.
Ağva’da Haftasonu keyfi
Öğlene doğru Ağva’ya geçerek nehir kenarında konumlanmış mekanlardan rastgele Şengül Çiftliği’ni seçtik. Etrafta tavukların dolaştığı, çimenlerde, hamaklarda çocuklu ailelerin olduğu sevimli mekanda ızgara ve salatadan oluşan hafif bir öğle yemeği yedik. Biz öğlen yemeği yerken hala kahvaltıya gelenler vardı ve burada kahvaltı Saklıgöl’e nazaran daha iyi görünüyordu.. Burada uzun süre kalmadık ama memnun kaldık.
Ağva’ya gelince tekne ile Göksu Nehri turu yapmamak olmaz.. Biz de her zamanki gibi bir tekneye atlayıp nehri boydan boya geçtik.. Tekneler Göksu Nehri girişindeki köprünün oradan kalkıyor. Küçük tekneler 80TL’ye gezdiriyor; biz 4 kişiydik ve başka bir 4 kişilk grupla aynı tekneyi paylaşarak kişibaşı maliyeti 10TL.’ye düşürdük.. Siz de böyle yapabilirsiniz.. Tekne nehir kıyısındaki tüm otel ve restoranların ortamını da görme şansı veriyor. Böylece birşeyler yiyip içmek için nereyi seçeceğinize katalogdan bakar gibi karar vermiş oluyorsunuz..
Tekne gezi sonrasında kahvelerimizi teknedeyken gözümüze kestirdiğimiz Keyf-i Tıkır’da tam nehrin kıyısında, bu kez tekneleri izleyerek içtik.. Mekan çok sevimli, kahve sunumları çok keyifliydi. Personeli de güleryüzlü olunca yetmedi, birer de çay içtik. Çevre masalara giden kahvaltılara baktığımda abartısız ama güzel tabaklar gördüm. Kahvaltı işini burada da tam nehir kıyısında oturarak çözebilirsiniz. Hatta gözleme ile mini bir yemek molası bile olabilir.. Tek problem tuvaletlerinin karşı binanın bahçesinde konteyner şeklinde olması..ama eğer bizim gibi kısa süreli bir mola için uğradıysanız sorun olmaz..
Mekan tercihlerinin değiştirebilir, kano, deniz bisikleti, bisiklet turu, atv turu gibi farklı aktiviteler ekleyebilir, kendi özgün programınızı oluşturabilirsiniz. Ama her şekilde bu mevsimde her yer yemyeşil ve henüz serinken buralara bir gün ayırmalısınız.. Bol keyifler..
Çok güzel bir yazı olmuş gerçekten.. Özellikle Saklıgöl çok hoş görünüyor, yaz bitmeden ziyaret etmeliyiz ailecek