SAATLER 3#

Saatler… Bu kez gerçekten ama!..

21.01 Salt Beyoğlu

Bu kez 24 saat açık tuhaf bir sergi var Salt’ta: The Clock – Christian Marclay

Bir sinema salonunun rahat koltuklarında, “bin” filmin içindeyiz. Başından değil, ortasından; başı sonu olmayan ansız’dan..

Sanatçı sinema tarihindeki sayısız filmden anları birleştirerek zamanın akışına uygun gerçek zamanlı bir başka eser yaratmış. Başrolde hep “saat” var.. Başka başka filmlerden anlardı izlediğimiz ama tuhaf bir biçimde de bütündü. Bir an gözümüzü alamadık, gözümüzü kırpamadık.. Her an zamanı hatırlatan sonsuz filmin içinde zamanı tamamen unuttuk!..

Kurgusu, müziği, atmosferi,… nasıl bu kadar bütün, böyle kusursuz olabildi bilemiyorum. Ama tek bir filmin içinde tüm film türlerini, tüm sinema tarihini, o filmleri izlerken bile görmediğimiz detayları toplu olarak izledik..

The Clock uzun zamandır izlediğim en etkileyici sanat yapıtı. Üç yıl süren yoğun bir çalışma sonucunda ortaya çıkan eser Venedik Bienali’nde layık görüldüğü Altın Aslan ödülünü sonuna kadar hak etmiş kesinlikle.. Yaratıcısı Christian Marclay karşısında saygıyla eğilirim…

22.58 Tam 117 dakika sonra hiç de istemeyerek çıkıyoruz salondan… Bu kadar güzel bir sergi maalesef çok kısa bir süre kalabiliyor İstanbul’da.. Keşke çok daha uzun süre kalabilseydi..  Belki 24 saat rekorunu da deneyebilirdik hazırlıklı gidip, kimbilir?..

Emek verip bizlerle buluşturanlara teşekkürlerimle.. Uzun zamandır “zaman” hiç bu kadar güzel geçmemişti.