Söz veriyorum bu yazıda “o malum Portofino şarkısı”na gönderme yapmayacağım.. derken aslında yapmış bulundum, değil mi? Tüh!..
İtalyan Rivierası denilince herkesin dilinde bir Portofinodur gidiyor!. Kuzey İtalya seyahatimizde biz de Cenova’ya kadar gelmişken Portofino’yu da atlamayalım diyerek dünyanın en fotografik yerlerinden biri kabul edilen meşhur Portofino’ya ayak basıyoruz.
Umduğumdan daha küçük ve sevimli bir yer.. Küçük bir çarşı içi, üzeri tamamen son model teknelerle dolu kapalı bir koyu, o koyu çevreleyen kırmızılı yeşilli hoş binaları ve onların altlarında da şık, tipik italyan restoranları var.. İşte Portofino bu kadar. Bundan ötesi tamamen yeşille kaplanmış bir doğa.. Aslında Liguria’nın genel olarak bu bölgesi Portofino Bölge Tabiat Parkı olarak geçiyor ve koruma altında. Portofino da bu bölgenin içinde yer alan inci gibi beldelerden sadece biri.. Portofino’nun gezip keşfedecek çok fazla numarası yok; daha çok burada takılıp keyif almak üzerine planlar yapılmalı..
Belki farkettiniz, çok da heyecanlı anlatmıyorum Portofino’yu.. Heyecanlanmadığımdandır.. Hayatımda gördüğüm en güzel yer diyemem ama birkaç keyifli saat geçirdiğimi söyleyebilirim.. Eğer siz de bu civara gelmişken uğrarsanız kısa kısa önerilerim şöyle olur;
– Tren ile gelin.. Trenden Santa Margherita L.Portofino durağında inip istasyonun kapısından kalkan otobüsler ile 3€’ya Portofino’ya ulaşabilirsiniz. Yol kıyı şeridini takip ettiğinden oldukça manzaralı.. Diğer alternatif tekne.. S.Margherita’dan kalkan tekneler ile Portofino’ya farklı bir giriş de yapabilirsiniz..
– Bütün kıyı boyunu tavaf edin. Zaten oldukça kısa sürecektir; 10 dakika falan!.. Dediğim gibi son derece küçük bir yerdesiniz.
– Portofino koyunu gezdikten sonra Castello Brown’a doğru çıkıp Portofino’ya bir de tepeden bakabilirsiniz. Kaleye çıkış yolu da yokuşlu ama oldukça manzaralı ve keyifli..
– Yüzmek isterseniz en popüler alternatif buraya gelirken önünden geçtiğiniz son koy olan Paraggi Beach. Portofino’nun merkezinde ise canım koy birbirinden lüks teknelerle dolu olduğu için burada yüzmek yok!. Kaleye çıkan yolda “spiaggia Olivetta” tabelası göreceksiniz; orası da Portofino’nun içindeki diğer plaj alternatifiniz ama bol merdiven ve yürüyüşü göze almalısınız..
– Sahilde marinanın en ucuna kadar yürüyüp burada oturun.. Portofino’yu karşıdan seyredin. Giderken yanınıza manavdan bir kutu çilek almayı da unutmayın. Hem etrafı seyrederken yer hem de çilekli-manzaralı “instagramlık” fotoğraflar çekersiniz!..
– Dondurma yiyin.. İtalya’da bir sahil kasabasında her fırsatta dondurma yenir çünkü!..
– Kıyı boyunda bir aperatif molası verin.. Ya sahilin ünlü mekanlarından biri Cafe Excelsior’da ya da tam kıyıdaki Jolly Bar’da.. Bir kadeh Aperol, biraz çerez, akşama hazırlanmak için otellerine dönen turistler, suda teknelerin arasında yüzün ördekler, batmakta olan güneş, marinaya girip çıkan tekneler.. İşte bu an, “iyi ki geldim gördüm, burada hayat güzelmiş” an’ı!..
– Yemek için ya kıyıdaki restoranlardan birinde iyi bir masaya rezervasyonunuz olsun ya da farklı alternatifler için S. Margherita’ya dek yürüyün..
– Bir de çok çok fotoğraf çekin.. Sonra üzerinden zaman geçip o fotoğraflara bakarken fakında olmadan o şarkıyı söylüyorsunuz!!!.. Yine o şarkı! (Başta verdiği sözü tutamadı :))))