Bugün blogda sizler için farklı bir Paris yazısı var.
Yazıyı Gezici Günlük için, kısa bir süre önce Paris’te aldığı dil eğitimini tamamlayıp dönen arkadaşım Sinem hazırladı. Paris’te otobüs, metro, bisiklet ve hatta tramvay ile ulaşımın inceliklerini anlattığı yazısında aldığı dil eğitime de değinmiş.. Fransızca öğrenme planları olanların ilk bölümü dikkatle okumalarını; böyle bir planı olmayanların da direkt ulaşım bölümüne atlamalarını öneririm..
Bu keyifli yazı için Sinem’e teşekkürler, size iyi okumalar; sonra da elbette Paris’te keyifli geziler…
Paris’te Dil Eğitimi
Kararımı ilk verdiğimde herkes gibi aklımda tek bir şey vardı. Paris lafını duyunca herkesin aklına aynı şey geliyorsa, neden benimkine de gelmesin? Aşk; ama nasıl kocaman, geniş ve sonsuz; sanata, müziğe, insana, doğaya, rahatlığa, kendine… Bavulumu sırtlanıp yola çıktığımda sanki kendime, içimde dolup taşan özgürlüğe doğru yol alır gibiydim. Tamamen de bilmiyor değildim; aslında Paris’e geliş amacım dil öğrenmekti. Amerika, Kanada ve İngiltere’nin yanısıra özellikle Fransa’da eğitim konularında gayet donanımlı olan Teori Eğitim (ofisleri İstanbul Akaretler’de bulunuyor) beni hem bu amacıma hem de özgürce yaşama isteğime tamamen uyan bir programla tanıştırdı. “L’étà à Paris” adı verilen bu programla Sorbonne Üniversitesi gibi muhteşem bir okulun Fransızca dil kursuna katıldım ve “Cité Internationale Universitaire de Paris” adı verilen tamamı eğitimle uğraşan insanların konakladığı bir yerde kalma imkanı buldum. Yani aslında her şeyim Teori Eğitim tarafından sağlanmış bulunuyordu ve yapmam gerekenler bana danışmanlar tarafından anlatılmıştı. Fakat nasıl bir şeyi ancak deneyimlediğimizde tamamen anlayabiliyorsak, benim de tüm bu ‘biliyorum ben’ hislerim havaalanından çıkınca hafif bir sarsıntıya uğramaktan kendini alamadı.
Paris’te Ulaşım
Aslında çok kolaydı, taksiye atlayıp gideceğim rotayı söyleyecektim. Fakat gözünün önündeki taksiler bildiğin taksilerden değilse ve daha önce deneyimlemediğin bir yerde paranı kaptırmak da istemiyorsan, gördüğün bunca lüks arabaya biner miydin? Hemen aklımda susmayan o ‘hayır bunlar taksi olamaz bunlar başka bir şey’ sesi yankılanmaya başladı ve 15 dakika boyunca bana daha samimi gelen(kendi ülkemdekine benzeyen) bir taksi arayışına girdim. Fakat sonradan bunca çabanın aslında ne kadar da gereksiz olduğunu öğrendim; bu nedenle sizlere tavsiyem hiç vakit kaybetmeden ilk bulduğunuz taksiye yanaşıp rotanızı salık veriniz.
İlk ulaşım denemem bunca zorluk çıkarınca sanki bütün tatil boyunca işkenceyle gezecekmişim gibi hissettim. Fakat hemen Paris’te kullanılmayan üç sözcüğü sizlere açıklamak isterim: Kaybolmak, yön bulamamak, geç kalmak. Nedeni mi?
METRO
Hem benim konakladığım yer Cite Universitaire’in hemen önünde hem de okuluma 1 dakikalık mesafede bulunan metro duraklarından ötürü benim için ulaşım her zaman oldukça kolaydı. Fakat sizler de Paris’e gittiğinizde maksimum 10 dakikada bir rastlayacağınız metro duraklarından edinebileceğiniz metro haritasına bir göz atarsanız veyahut internetten paris metro haritası şeklinde aratırsanız göreceksiniz ki; Paris’in her bir köşesine ulaşan ve aynı zamanda bir çok durakta birbirini kesen(bu sayede rahatça aralarında aktarma yapabiliyoruz ki bu da gitmek istediğimiz lokasyona hızlıca ulaşmamızı sağlıyor) bu metrolar sayesinde istediğiniz yere ulaşabilirsiniz. Üstelik hiçbir metro, durakta belirtilen süreden geç ya da erken gelmiyor, böylece metro gelmezse geç kalırım gibi dertlerden de kurtulmuş oluyorsunuz.
TRAMVAY
Metroya alıştıktan kısa bir süre sonra aklınızda ‘şöyle etrafı göre göre gitsem ne güzel olur’ gibi bir ses yankılanmaya başlayacak. Işte bu sefer diğer bir alternatifiniz tramvay olmakta. Benim için yine kullanması oldukça kolay ve rahat olan, çünkü yine Cite Universitaire’in karşısında tramvay durağı bulunmaktaydı ve odamdan durağa varışım 5 dakika bile sürmüyordu, bu ulaşım şeklinde şöyle bir durum da mevcut: Çok fazla şehir içine girmiyor. Fakat yine de çoğu durağında metrolara aktarma yapabilmeniz sağlanmış, bu nedenle her zaman istediğiniz yere götürmese de oldukça yakınına gitmenizi ve aynı zamanda etrafı izlemenizi sağlıyor.
OTOBÜS
Paris’i seyrederek yolculuk yapmak için diğer bir seçenek otobüsler. Fakat şöyle bir durumu var ki, Paris’te yaşayanların ulaşım alışkanlığı metro üzerine kurulu; yani otobüsü çok fazla kullanan yok. Metroda gideceğiniz yere gitme süreniz tamamen kesinken otobüste trafiğe yakalanabilirsiniz. Ayrıca biraz sıcak,sıkıntılı ve biraz bunaltıcı; bir de genelde yaşlıların tercih ettiği bir ulaşım şekli. Evet etrafı görmenizi sağlar fakat diğer konfor unsurlarından hemen hemen vazgeçmeniz gerekebilir.
BİSİKLET
Geldik benim favori ulaşım seçeneğime. Yine belirtmeliyim ki favorim olmasının bir sebebi de kaldığım yerin önünde 3 farklı bisiklet durağı bulunmasıydı; bu sayede hiç zorlanmadan bisikletimi alıp istediğim zaman yola koyulabilme şansına sahiptim. Sizler de Paris’i 1gün gezecek olursanız ne kadar düz bir şehir olduğunu görebilirsiniz. Bu nedenle Paris belediyesinin ortaya çıkarmış olduğu mükemmel bir uygulama var: Velib. Bu uygulama şöyle işlemekte: Oldukça sık aralıklarla dizilmiş duraklarda bisikletler bulunuyor ve her durakta da bir makine var. Kredi kartınızla o makineye gidip ya 1 günlük ya da 1 haftalık seçeneklerle kendinize bilet alıyorsunuz. Depozito olarak 150 Euro alıyorlar fakat süreniz dolduğunda, tabi bisikletin başına bir şey gelmemişse, o para size iade ediliyor. Sonrasında biletinizdeki numara ve oluşturduğunuz şifreyle istediğiniz zaman istediğiniz duraktan istediğiniz bisikleti alabiliyorsunuz. Bisikletlerin yarım saate kadar kullanımı ücretsiz. Sonrasında saat başına ücreti artarak devam ediyor. Bu bilet alma işlemini Velib’in internet sitesinden yapabilme şansınız da bulunuyor. Eğer Navigo’nuz(Paris pasosu) varsa, duraktaki makinelerden bu işlemi bilet yerine Navigo kartınıza da yükleyebilir, böylece bisiklet alırken hiç numaralarla uğraşmaz kartınızı okutup bisikletinizi alabilirsiniz. Durakların nerede olduğunu, duraklarda kaç tane bisiklet bulunduğunu öğrenmek ise çok kolay: Telefonunuza indireceğiniz Velib uygulamasıyla bütün bu bilgileri edinebilirsiniz.
Bisiklet ulaşımda sizlere her yönden büyük kolaylıklar sağlıyor. Öncelikle hızınızı ve rotanızı siz belirliyorsunuz, yolculuğun bütün kontrolü sizin elinizde. Yani Paris’i görerek gezmek istiyorsanız amacınıza bisikletten daha uygun bir ulaşım yöntemi bulamazsınız. Ya şimdi tehlikeli olur nasıl kullanırım bilmediğim yerde diyorsanız hemen söylemeliyim ki ülkemizde bisiklet kullanmayla alakası yok. Birincisi istisnasız her yolda mutlaka bisiklet için ayrılmış ayrı bir yol bulunmakta. Arabalar bu yollara oldukça saygılı ve onların yoluna çıksanız bile size korna çalmıyor, sizlere oldukça dikkat ediyorlar. Yani içiniz oldukça rahat bir şekilde etrafınızı da izleyerek, fazlaca da yorulmadan tur yapabiliyorsunuz.
NAVİGO VE BİLETLER
Navigo aylık geçerli olan bir karttır. Eğer 1 ay kalacaksanız bu kartı almanızı tavsiye ederim. Çünkü bütün ulaşım araçlarında sınırsız olarak kullanabiliyorsunuz. Kart bedeli 5 Euro, 1 aylık ücret ise 70 Euro ediyor. Yani 75 Euroya bir ay boyunca sınırsız olarak tüm toplu taşıma araçlarını kullanabiliyorsunuz. Daha az kalacaksanız ya da başka bir seçenek istiyorsanız tek bir bilet fiyatı 1.80 Euro, ya da 10’lu biletler 14.80 Euro tutmakta, aynı şekilde makinelerden bunları da temin edebilirsiniz.
Emeğinize sağlık özel ve bilgilendirici bir yazı