KANDİLLİ 08.15

By | 16 Eylül 2014

 

cafe_kandilli_istanbul_kahvalti_mekanlari

Sen de bir gün sabah 08.15, Kandilli’ye düşebilirsin.

Ki düşme!..

Kandilli sabah 08.15’te iyi değil!..

İskele kapalı, parkta şarapçı evsizler; kafe diye haritada işaretlediğin yer zaten Suna Abla’nın meyhanesi…kalakalırsın.. Yürürsün benim gibi bi’ umut Vaniköy’e..

İki yalı arasından manzara görür biraz bakayım dersin, yalının güvenliği de sana diker gözünü; huzurun kaçar, bakamaz yine yürürsün. Yalılardaki hayat ne sessiz, ne sıkıcı.. birkaçı yürüyüşe çıkmış semt sakinlerinin; yabancılığımı hissetmiş gibi tedirgin bakıyorlar bana.. Sevmedim yalı hayatını, istemem..

Vaniköy Kandilli’den beter.  Yarı yolda  koca bir çay bahçesi; sanırsın ki, Kurtlar Vadisi. Burun kıvırıp yola devam. Ama dedim ya Vaniköy beter!.. Açım yahu, kahvaltı yapmalıyım. Kafeyi, pastaneyi geçtim, bakkal niye yok, bakkal?..Az önce Kurtlar Vadisi’nin önüne burnumu düşürmüş de yerden almamıştım; gidip alayım bari! Başka seçenek yok, kahvaltıda buradayım!..

Denize sıfır, ambiyansa bin fersah, lezzete 100 km. uzaktan yapıp kahvaltımı, kaçıyorum vadiden, beni kurt kapmadan!..

Sonra yine Kandilli. Saat artık.10.55

Kıyıdaki Karadeniz lokantası kahvaltı servisine başlamış, bir hayli de kalabalık.. Buna şok olacağıma dur asıl şuna şok olayım: tam korunun yanında kocaman, pırıl pırıl şahane bir kafe!.. Cafe Kandilli.. Büyülü mü, sihirli misin? 08.15’te neden bana görünmedin?..

İçeri girip bir masaya oturuyorum. Çok sıcak karşılanınca şapşal maceramı kısaca anlatıyorum. Sonra onlar da bana anlatıyor; Meğer 9’da açılıyormuş da ondan.. Güzel, mükellef kahvaltısı, fırından sıcak poğaçası, kuruvasanı, afilli servisi varmış.. Kutlaması, partisi eksik olmazmış, yetmedi eve servis de yaparmış…Benim için şu an çölde vaha!…

Bir fincan kahve söylüyor sabahın tüm yorgunluğunu burada dergi karıştırarak atıyorum. Kahve yanında iki taze gül goncası bir de fırından şimdi çıkmış mini browni ile geliyor.. Kahveyi çok değil ama sunumu beğeniyorum..ortamı beğeniyorum.. Başka bir yere de gitmem, burada kalıyorum!.. Bir dahaki sefer için kendi reçetemi kendim yazıyorum:  9’dan sonra, aç karnına!..

İşte sana da bunları  bil diye anlatıyorum.

Sen şimdi benim o saatte orada ne işim var onu düşünme, boşver!..

Kendin deneme; paşa paşa 9’da git; hayat başlayınca git.. Belki de seversin Kandilli’yi..