Alman fontlarının oldum olası hastasıyım. Yakaladım mı affetmem, çekerim bol bol fotoğrafını.. Daha önce Düsseldorf’ta ciddi delirmiştim tabelaları görünce; neredeyse hepsini fotoğraflamıştım. Bu kez de fonttan, tabeladan yana Münih’te güldü yüzüm…Onun için az yazılı, bol fotoğraflı bir Münih yazısı var sırada. Başrolde gösterişli tabelalar; kısa kısa Münih notları da figüran..
109 metre yüksekliğindeki gotik kilise Fraunen Kirche’nin gölgesindeki Fraunenplatz dışarı atılmış masaları ile sevimli biraevlerinin olduğu küçük bir meydan. Marienplatz ve kalabalık caddelerden kaçıp küçük bir mola vermek için bu meydana bir öğle ziyareti yapmak iyi fikir..
Şehrin tanıdık geleneksel Alman restoranlarından biri Haxnbauer. Bu afilli tabelanın altında bir de devamlı domuz çevirmelerin döndüğü yaşayan bir vitrini var.. Ben ziyaret etmedim ama ziyaretçi yorumları memnuniyet veren bir mekan olduğunu kanıtlıyor.. (Münzstrasse, 5)
Canlı pazar yeri Viktualienmarkt’ı çevreleyen yine aynı isimli sokakların içinde güzel tabelalı mekanlar sayılamayacak kadar fazla. Onların arasından seçimim bu kez bir otel tabelası. Hotel am Markt, şehrin tam göbeğinde konaklayıp tüm o masalsı ortamı 24 saat kesintisiz yaşamak isteyenler için..
Geleneksel Alman yemeklerine çok iddialı olduğu bir fondüe menüsü eşlik eden bu restoran önünden çok sefer geçilse de deneyecek kadar cazip görünmeyi başaramadı. Yine de tabelasına alkış..
Yahudi mahallesi St. Jakobs-Platz civarında karşımıza çıkan bir berber tabelası.. Meydan civarında bol bol küçük dükkan ve kafe var..
Weisses Brauhaus, şehrin meşhur beyaz birasının sunulduğu biraevlerinden biri. Bulunduğu sokak yine son derece geleneksel tatta birçok mekanı barındıran renkli bir sokak.. (Talstrasse 7)
Schnitzel ve ızgara ete doyuran bu han modeli tarihi mekan aslında genç nufusun daha yoğun tercihi.. Yemeğin üstüne alt katında bulunan kulübe yatay geçiş yapıp konser izlemek bunun asıl nedeni olabilir!.. (Lederer strasse, 3)
Sendlinger Tor’dan Marienplatz’a doğru yürürken geçeceğiiniz bu canlı sokaklarda birçok dükkan var. Ancak asıl ilgi gösterilmesi gereken abartılı bir işçilikle süslenmiş barok kilise Asamkirche.. (Sendlinger strasse, 32)
Tüm turistler sürüler halinde o meşhur biraevine mutlaka gidiyoruz, malum. Ama şehir yerlisi uyarıyor: Augustiner bu şehrin en iyi biraevidir; hiç de reklam yapmaz..biz ona gideriz hep.. (Orlandostrasse, 5)
Bir diğer Münih meneşi biraevi Ayinger. Denemedik, bilmiyoruz. Tabela fotoğrafı ile logosuna aşinalık yaratıyoruz : )
Tabelaların arasına Neues Rathaus’un iç avlusundan bir kare karışmış. Ratskeller adlı turistik restoranın kapısından.. Her turistin bu arkadaşlarla neden fotoğraf çektirdiği hala merak konusu..
Dördüncü Louis’de kalma konut Alter Hof şimdilerde şık bir restoran. Ancak iç avlusu sokaklar arasında keyifli bir geçit.. Hava kararırken sokak müzisyenlerinin burada çaldığı nağmeler kalmış aklımda..
Fraunenplatz’daki biraevlerinden biri.. Ancak meydanın en meşhurunun Augustiner au Dom olduğu söylenir..
Almanya’nın en meşhur şeflerinden Alfhons Schuhbeck’in işlettiği restoranda şık ve lezzetli bir akşam yemeği kesinlikle garanti.. (Platz, 16)
Sanat galerileri de tabelalar kapsamında gözlemim altında.. Maxvorstadt ve Gartnerplatz civarında güzel galeriler var.. Karl Pfefferle’nin galerisi Reichenbachstrasse’de..
Türk caddesi tabelası da sempati kategorisinden listeme dahil. Türkenstrasse’de çok keyifli küçük dükkanlar, kitapevlerinin yanısıra, köşesinde şehrin tarihi tatlıcılarından Hölzl; organik meyve suyu dükkanı Super Danke ve İngliz havasındaki şık çaycı Brown’s Tea Bar gibi üç keyifli mola adresi var..
Özel lokal kategorisindeki Lenz, tabelasındaki amblemlerin sırrını çözemediğim için şüpheyle yaklaştığım bir yer olarak kayıtlara geçti. Necidir, derdi nedir, onu bilmem!.. Tek bildiğim bu lokalin karşısında Oktoberfest’in düzenlendiği uçsuz bucaksız festival alanının başladığı.. Festival zamanı çadırlara ve kalabalıklara evsahipliği yapan meydanın şimdi bisikletlilere ve patencilere teslim bu sakin hali nasıl da enteresan..
Güzel bir konu başlığı. Bende özellikle Orta Avrupa tarzında kapının hemen yanında yola bakan ve demir işçiliği ile duvara tutturulmuş bir çok tabelaya hayran olarak resimledim.
Sizin tabelalar da çokm başarılı. Şehirlere sokaklar ve ait olduğu mekana kattığı havayı belki anlatamıyorum ama sanırım benzer şeyler hissetmişiz tabelalar hakkında.
Tebrikler.. Kolaylıklar.. Yollar açık olsun..