BUMERANG İYİ İÇERİK ATÖLYESİ’NDEN NOTLAR

By | 6 Aralık 2013

bumerang_boomads_bum13_iyi_icerik_atolyesi

 

Dün Boomads davetlisi olarak 3. Bumerang Ödülleri kapsamında düzenlenen etkinlikte, İyi İçerik Atölyesi‘ndeydim.

Geleceğin etkin medya alanı blogların daha kaliteli içerik üretebilmesine katkıda bulunmak esas alınarak Blogların Geleceği, Yeni Sosyal Medya Düzeni, Dijital Medyada İçerik Pazarlaması, Sosyal Medyada Kişisel Marka Yönetimi, Bloglar Aracılığı ile Kriz İletişimi gibi birçok başlığın ele alındığı uzun ve yoğun bir program vardı..

Uzun saatler boyu kurulan binlerce cümle içinden aklımda kalan birkaç cümle var paylaşmak istediğim..

Bülent Mumay/ Blogları takip ediyoruz. Kimi bloglarda yazarları tarafından birçok gazeteciden iyi içerik üretiliyor.

 

Emre İskeçeli / Bloglarda özenle üretilen içerikler bir ‘tweet’ muamelesi görüp çok hızlı tüketiliyor.

Tablet bilgisayarlardan takip edilenler içerikler  kısmen daha yavaş tüketiliyor ama akıllı telefonlardan takip edilen herşey hızlı tüketiliyor. 

 

Ceyhun Yılmaz / Bilgiyi ilk söyleyen olmak hevesi yalan yanlış haberlere neden oluyor.

Bloglar “Ronin” gibi.. Efendisi olmayan samuraylar!..

İnsanoğlu kendinden sonra gelişen teknolojiye mesafeli duruyor.

Taklit ve kopya içerik ile ilgili bir hatırlatma:  Yayınlanmış içerik halka malolmuştur. Yani “kaynak göstererek” kullanılabilir.

 

Ayşe Arman / İlk başladığım yıllarda beni teşhirci olmakla suçladılar.  Bugün gelinen noktada hepimiz teşhirciyiz!. Herkes hayatını paylaşıp kendini sergiliyor.

Yeni aşkım instagram..

Kötü şeyler değil enerji veren mesajlar yazmaya çalışıyorum. Twitterda 400 bin, instagram’da 50 bin takipçimle kişisel medya organımda kendimi ‘borazan’ gibi hissediyorum.

 

Deniz Berdan / Her gelen ürünü bloga koymak samimiyetsizlik gibi geliyor.. Kişisel deneyimleri paylaşmak gerektiğini düşünüyorum.

Bugün Londra’da ürünlerimizin satılması blogun başarısı ve  Paris’ten teklif gelmesinin nedeni sosyal medyadaki paylaşımlarımız..

Artık çok fazla blog yazamıyorum. instagram önemli. Twitter’da ise birşey yazınca birkaç saat zaman ayırıp geri dönüşlere cevap vermek gerektiği için vakit bulamıyor ve tweet atmaktan kaçınıyorum.

 

Ömür Özdemir  (CeriLevis) / Adınızı Google’a yazınca alt alta çıkan sonuçlar sizin sosyal medyadaki karneniz!..

 

Arda Erdik (Kedi Zihni) / Başlangıçta daha özgür yazıyordum ama takipçi sayım arttıkça kendimi özgürleştirmek yerine otosansür başladı.

Tutarlılık önemli.. Tavrı, aynı söylemi korumak önemli.. 364 gün komik olan bir twitter karakterinin yılda bir gün ciddiyete bürünmesi doğru gelmiyor..

İş başvurularında CV’den çok kişinin google sonuçları ve sosyal medya paylaşımlarına bakıyorum.

Not aldığım bu cümlelerin yanısıra Emre İskeçeli ve Juliane Grunwaldt’ın blog yazarlarına özel iki  önemli ipucunu da cebime koyarak etkinlikten güzel faydalandım diye düşünüyorum ama kendi doğru bildiğim de başka birşey var;

Ben blog yazmaya ‘sadece ve sadece paylaşmak’ üzere başladım. Beklentisiz, elimden gelen en iyi ve en samimi şekilde paylaşmaya çalıştım herşeyi.. Ve bugün artık biliyorum ki emek verilerek, sevgiyle, özenle ve samimiyetle yapılan herşey zaten yerini, değerini buluyor.

Daha çok “tık” almak için blog yazılmaz.. Sen kendin ol, elinden gelenin en iyisini yap yeter ki.. Başarı seni zaten buluyor..

bumerang_iyi_icerik_atolyesi