BU ARALAR AMSTERDAM’DA

By | 14 Aralık 2013

bu_aralar_amsterdamda_muzik_alısveris_yemek_muzeler

Amsterdam’a gitmeden önce yapılan şehre dair araştırmalara, şehirde gün içinde yapılan gözlemler, anlık içgüdüsel kararlar ve en önemlisi şehrin yerlilerinden alınan tavsiyeler eklenince işte bu aralar şehirde öne çıkanlar şu maddelerde sıralanıyor;

– Yenilenen Stedelijk Museum’un havalı restoranı Restaurant Stedelijk, özellikle öğle yemeklerinde zirveye oynuyor.. Sabah 8.30’da kahvaltı servisiyle güne başlayan mekan gece 24.00’e kadar hizmet veriyor. Kahve-tatlı molası ile müze ziyaretçisine, öğle yemeklerinde iş çevrelerine, akşam yemeklerinde konser katılımcısına uluslararası menusünden net tatlar sunan Restaurant Stedelijk, kırmızı beyaz dinamik dekorasyonu ve ışık saçan garsonlarının enerjisiyle kendisine müdavimler yaratıyor. (Museumplein 10, Amsterdam )

– Şehir yerlisi öğle konserlerinde ruhunu besliyor. Salı günleri Het Muziektheater’da, Çarşamba günleri ise Het Concertgebouw’da saat tam 12.30’da ücretsiz öğle konserleri düzenleniyor. Şehrin sanatsever sakinleri bu etkinliklerde buluşuyor. Kimi konseri gözünü kırpmadan takip ederken kimisi konser anını canlı olarak resmetmeyi seçiyor! Yalnız dikkat, konser saatinden 30 dakika kadar önce fuayede olamayan maalesef boş yer bulamıyor…(Konser programları için web sitelerinden ayrıntılı bilgiye ulaşılabilir.)

– Mimari tutkunları gözünü ‘’eye’’dan alamıyor! Kısa tanımıyla film enstitüsü ‘eye’ sinema sektörü ile ilgili sergilerin, film galalarının, festivallerin yeni adresi. Avusturyalı Delugan Mimarlık’ın eseri eye, film izlemek, sergi gezmek ya da sadece çarpıcı mimarisinin detaylarına gömülmek isteyenlerin ilgi odağı… eye’a merkez istasyonun arkasından kalkan ücretsiz feribotlarla ulaşılıyor…(IJ Promenade, 1 )

– Paranın geçmediği mekanlar çoğalıyor! Gurme/organik süpermarket zinciri Marqt, eye İnstitute gibi geleceğe referans veren işletmeler nakit paranın kirliliğinden kendilerini soyutlamış durumda. Ödemeleri sadece banka kartı ya da kredi kartı ile alarak banknotun tarih olmasının yakın olduğuna dair ipuçları veriyorlar…

– Akşamların son moda adresi elbette ‘eye’ bar/restaurant olarak anılıyor. Enstitünün şehir manzarasına hakim harika restoranı eye, basamaklardan oluşan etkileyici dekorasyonu, enfes yemekleri ve Amsterdam’a karşıdan bakma şansı sunan eşsiz manzarasıyla konuklarını ağırlıyor. Şehrin sanat çevrelerinin de gözdesi olan mekanda yemek yemek için bir akşamı buraya ayırmak şu durumda kaçınılmaz oluyor..

– Şehir insanı opera bale eserlerine ilgisini full dolu salonlarda ayakta alkışlayarak gösteriyor.. Het Muziektheater’da sezon Temmuz’a dek haftada 3 gün opera, 3 gün bale olarak muhteşem eserlerle devam ediyor. Ve lütfen buraya dikkat; 30 yaşın altındaki gençler ‘Opera Flirt’ adı altında temsil öncesi sanatçı kulislerinde kokteyl ve tanışma içeren etkinliklerle operaya ısınıyor …Het Muziektheater için opera ve bale biletleri daha önceden internet üzerinden alınarak garantilenebiliyor..

– Müzeler yenileniyor… Renovasyonu tamamlanan Stedelijk Museum tüm görkemiyle müzeler meydanında parlıyor.. Nisan ortasından itibaren Van Gogh Museum ve Rijkmuseum da yepyeni yüzleriyle ziyaretçilerini karşılamaya hazırlanıyor. Rijkmuseum toplam 8000 sanat eseri ve tarihi eserle geri dönerken Van Gogh’ta Hermitage’dan kendi adresine geri gidiyor. Hermitage Amsterdam ise Eylül’e dek Çar Petro’ya adanan sergisiyle ilgi bekliyor…

– Galeriler müzelerden rol çalıyor… KOCHXBOS Gallery Peter Pontiac, Ray Caesar, Nicoletta Ceccoli gibi etkileyici isimlerin ardından şimdi de ‘A Spell on You’ ile Fransız sanatçı Ciou’yu ağırlıyor…(Eerste Anjeliersdwarstraat 36, Amsterdam )
Gece kulübü Melkweg’in bünyesinde yeralan Melkweg Gallery ise fotograf sergileri ile ilgiyi hakediyor…(Yeni sergi 12 Nisan’dan itibaren Sylvia Heunks / Marnixstraat 409, Amsterdam)

Jamie Oliver efsanesi, Jamie’s Fifteen Amsterdam ile burada da hüküm sürüyor… Jamie Oliver’ın sosyal sorumluluk projelerinden belki de en çarpıcı olanı ‘Fifteen’ yine aynı mantık ile Amsterdam’da da mevcut. Yine işsiz ve sorunlu gençleri sokaklardan kurtararak himayesine alan ve onları eğiterek Fifteen’lerde çalıştıran Jamie elde ettiği bu mükemmel sonuçla alkışı hakediyor. Restoranın havası, dekorasyondaki projeye gönderme yapan graffiti detayları, tercih eden kitle, muhteşem ötesi yemekler ve pırıl pırıl 15 genç personeli de düşünülünce o alkışı duble yapmak gerekiyor!… (Jollemanhof 9, Amsterdam)

– Havaların ısınmasıyla şehir yerlisinin önerisine kulak kabartılıyor; Pllek’te şehre karşıdan bakarak yudumlanan içkiler keyif veriyor. Yine ücretsiz feribotlara atlayarak NDSM’ye gidenler hangarların arasından fotografik bir yürüyüşün ardından Pllek’e ulaşıyor.. Pllek’te hızını alamayan az ilerideki Noorderlicht’e yöneliyor…( Neveritaweg 59 NDSM, Amsterdam)

Albert Cuypt ve Waterloo gibi turistlerin kol gezdiği pazarlardan sıkılanlar Cumartesi günleri Noordermarkt ve Lindenmarkt’da halkın arasına karışıp tezgahlardan organik gıda, ikinci el plak, Le Perron’dan ekmek, yarı antika porselen, bir şapka ya da Stephane Kelian kırmızı papuçları kapıyor…

– Elektronik müzik dinleyicisinin kalbi Trouw’da atıyor. Kapılarını geceyarısı açan kulübün dans pistine daha akşam yemeğinden konsantre olmak isteyenler, yemek için kulübün restoranına yer ayırtıyor.. Mayıs’ta Trouw James Holden, 50 Weapons sanatçıları ve Ricardo Villolobos gibi önemli isimleri ağırlıyor. (Wibautstraat 127, amsterdam )

– Yaz geceleri Sanatla ışıldıyor… Het Concertgebouw’da Temmuz Ağustos akşamları, pop, jazz ve klasik müzik konserleriyle, ışıltılı, şampanyalı ve sushili geçiyor. Biletler şimdiden web sitesinden indirimle alınabiliyor…

Bu post Gezici Günlük tarafından Çok Gezenler Kulübü için hazırlanmış olup fotoğraflı orijinal metin Çok Gezenler Kulübü’nde ve  Pegasus Magazine Mayıs 2013 sayısında yayınlanmıştır.