A’DAN Z’YE AMSTERDAM SÖZLÜĞÜ

A...Kapısının önünde uzun kuyruklar oluşan Anne Frank‘ın müze evi belki de şehrin en popüler adresi. O kadar popüler ki siz çoktan görülecek yerler listenize eklediniz bile . Onun için sadece adresini hatırlatıyor ve rezervasyonsuz ziyaretlerin çok vakit kaybettireceği konusunda uyarıyorum.. (Prinsengracht no:263-267) / Her ne kadar Amsterdam deyince ilk akla gelen Heineken olsa da bir bara girip ‘bira’ dediğinizde önünüze konacak olan genelde Amstel‘dir ve panik yok; oldukça lezzetlidir…

B…Koningsplein ile Muntplein arasında kanal üzerinde sıralanmış yüzen çiçek pazarı Bloemenmarkt çiçekler ilgi alanına girmeyen birinin bile rengarenk fotoğraflar çekmek için uğrayacağı bir adres.. / Bisiklet burada gezinti değil, resmen ulaşım aracı.. Merkez istasyonun yakınındaki su üzerine kurulu binlerce bisikletin yan yana, üst üste sıralandığı bisiklet parkı ise diğer bir görülesi, hayret verici mekan…

C…Centraal Station her noktaya ulaşmanın en kolay yolu.. Trenle başka şehirlere ve banliyöye gitmek, 1, 2, 4, 5, 9, 13, 16, 17, 24 ve 25 no.lu tramvaylara ilk duraktan binmek, Metro hattına geçmek, kapsamlı ulaşım biletleri almak için istikamet hep merkez istasyon…

D…Haritanızdan işaretleyin; (1.Runstraat, 2.Huidenstraat, 3.Wijde Heisteeg, 4.Berenstraat, 5.Volvenstraat, 6.Oude Spiegelstraat, 7.Reestraat, 8.Hartenstraat, 9.Gasthuis Molensteeg) Küçük dükkanların, keyifli kafelerin, alışveriş zevkinin karşılığı Dokuz Sokaklar‘da.. / Bu şehrin kalabalık, kozmopolit, turistik kısaca Taksim Meydanı’na denk gelen yeri neresi diyenleri Dam Meydanı‘na alalım…

E…Şu şehrin en cool mekanı neresi niye sorana söyleyeceğim yere geldi sıra.. Film Enstitüsü Eye‘da film gösterimleri, gala geceleri, sergiler, kısaca sinema sektörüne dair herşey ve bunun yannında harika bir Amsterdam manzarası ve muhteşem bir restoran var. Hiç olmazsa bir akşam yemeğinin burada yenmesi güzel hareket olur… (IJ Promenade, 1)

F…Şehrin güzelliklerinden biri de bedava Feribot..Şehrin banliyölerinde oturanların ulaşımını kolaylaştırmak için 24 saat hizmet veren feribotlar şehir merkezinde bulduklarıyla yetinmeyen turistin de jokeri oluyor. Merkez istasyonun arkasından kalkan feribotlarla NDSM ya da IJ ziyareti mutlaka listeye eklenmeli../ Foam Gallery fotoğraf sanatına ilgi duyan ziyaretçilerini düzenlediği farklı sergilere bekliyor..(Keizergracht, no. 609)

G…Şehrin Gece Hayatı farklı renkler vadediyor. Sugar Factory’de Pazar geceleri WickedJazzSounds var (Lijnbaansgracht no.238 Leidseplein) Melkweg’de canlı performanslar ağırlıkta (Lijnbaansgracht no.234a Leidseplein) Elektronik müziğin kalesi ise Trouw olarak kayıtlara geçiyor.(Wibautstraat no. 127)

H… Het Muziektheater‘da opera-bale programları kaçmaz! Daha gitmeden internetten biletlerini aldığımız Opera ”Üç Portakalın Aşkı ve Romeo Julliette balesi son derece isabetli tercihlerdi. Onlara rastlayabilir misiniz bilemem ama programınıza eklerseniz pişman olmayacağınızı biliyorum… / Haarlem, Merkez istasyondan en fazla 20 dakika içinde ulaşabileceğiniz, yeldeğirmenli masal.. Bir soluk uğramak, hiç hesapta yokken hayran kalmak muhtemel… / Heineken deneyimi şehirdeki en popüler atraksiyonlardan.. Fazla beklentili gitmeyen, harala gürele keyifli 2 saat geçirip eğlenir, birasını içer, kanal turunu yapıp hediyesini de kapar ve çıkar; hepsi bu kadar…/ Hoppe Spui’dan her geçişte içeri davet eden samimi ortam.. Loş barda takılıp fıçı bira, yanında da mezesi Bitterballen olursa hayat herkese güzel…

I… Iamsterdam her Amsterdam fotoğrafının başrol oyuncusu, görür görmez ters yöne doğru kaçtığım dev harfler!.. Bir tane değil üç tane var üstelik.. Biri Museumplein’de Rijkmuseum önünde, biri IJ adasında Eye girişinde, sonuncu ve daha küçük olanı ise Amsterdam müzesi avlusunda.. Buyrun hangisini isterseniz fotoğraf için kalabalıklar arasında emrinize amade…

J… Meşhur bir şeften sıradışı bir proje restoranı olan Jamie’s Fifteen, şehirdeki en güzel akşam yemeklerinden birini vadediyor. Jamie Oliver’ın sokaklardaki işsiz gençlere destek verip meslek edindirmekten yola çıkarak açtığı bu restoran zincirinin Amsterdam şubesinde hem harika yemekler yiyecek hem de projeyi desteklemiş olacaksınız..(Jollemanhof, no.9)

K… Kanallar ve Köprüler: Kolay algılayabilmek için en dıştan içe doğru Prinsengracht, Keizersgracht, Herengracht, en içte de Singel şeklinde kolye gibi düşünün kanalları..Bir de mutlaka görülesi daha küçükleri var; Brouwersgracht, Bloemgracht, Egelantiersgracht gibi… Köprülere gelince kaç taneden geçtiniz sayamazsınız bile ama : Magarebrug ve Blauwbrug gibi en meşhurlarından geçtiğinize emin olun yeter… Hepsini toptan görmek isteyenler ise kapsamlı bir kanal turuna katılarak bir saat içinde kanalların ve köprülerin en güzel fotoğraflarını çekebilir…

L… Yine en meşhur meydanlardan özellikle geceleri hareketli Leidseplein.. Gürültülü, çok turistli, çok otelli, bol kafe ve turist işi avaz avaz barlı, renkli meydan.. Ancak daha her yer kapalıyken erken kahvaltı yapmak için uygun süper kahvaltı mekanı Satellite Sports Cafe’si başımın tacıdır…
M… Museumplein kocaman dümdüz , çimenli, güneşli bir meydanda yan yana sıralanmış müzeleriyle şehrin kültür anlayışının gövde gösterisidir… Uzun zamandır tadilatta olan Stedelijk Museum, Van Gogh Museum ve Rijkmuseum sırasıyla tamamlanıp tüm görkemiyle yine meydanda gururla yükselirken ziyaretlerine gitmemek çok ayıp olur.. Yalnız yoğun sezonda gidenler biletleri önceden Tours and Tickets ofislerinden alırlarsa bir hayli zaman kazanmış olurlar…

N… Pazar gezmeyi sevenler cumartesileri Noordermarkt‘a… Şehir sakinleriyle birlikte alışveriş yapmak, şehir insanını bu kadar yakından gözlemlemek, ikinci el eşyalar, organik ürünler, civar kafelerdeki cıvıltı ilginizi çekerse bu pazarı es geçmemelisiniz… / Mimarisyle öne çıkan Nemo Bilim Merkezi özellikle şehri çocukları ile ziyaret edenler için güzel bir alternatif…(Oosterdok No.2)

O… Avrupa’nın en büyük kütüphanesi ünvanını günde 5000 ziyaretçi ile elinde bulunduran bir kütüphaneyi görmek sık ratlanan bir imkan olmadığına göre, merkez istasyon civarındayken vakit varsa Openbare Bibliotheek uğranılacak adrestir!.. (Oosterdokskade, no.143) / Ontbijt kahvaltı demek, unutmayın!.. Sabahları yemek yiyecek yer ararken belki işinize yarar..

P… Buradan Peynir almadan dönmek büyük hata!.. İşte o yüzden çok şubeli Henri Willig (Leidsestraat no.52 / Singel no.516), en iyisi olduğu söylenen De Kaaskamer (Runstraat, no.7) ya da Joordan’daki ‘Peynir Müzesi’ takılan ama aslında o da bir peynir dükkanı olan yerden, hiç olmadı Albert Heijn marketlerden, son dakika aklınıza geldi; havaalanından peynir almadan dönmeyin.. Edam, Gouda ya da Delft Blue..hepsi birbirinden güzel.. / Bir de kendi ilgi alanıma torpil geçerek Amsterdam’ın Plak dükkanları açısından dopdolu bir şehir olduğunu söylemeliyim..Toplam 16 tanesini bizzat test ettiğimden onun apayrı bir yazı konusu olduğunu söylerek en azından bir iki tanesini ziyaret edin derim…

R… Rembrandtplein: Bazen de gitmeniz değil, gitmemeniz gereken yerleri de konu ettiğim olur. Mesela bu turistik mekanlarla çevrili meydana zahmet edip hiç gitmeyin derim.. Tam turist işi.. Ama illa ki giderim derseniz meydanın ortasındaki Rembrandt’ın Night Watch tablosunun heykel versiyonu bakmanız gereken tek şey diyerek bu konuyu kapatırım.. / Birçok gezi yazısında ve şehir rehberinde yapılacak şeyler listesinde ilk üçte yazılı Red Light District benim 10 dakika yürüdükten sonra sıkıldığım, çabucak terk ettiğim mutsuz ve huzursuz eden yer olarak kayıtlara geçsin..

S… Şehrin küçük ve hareketli meydanı Spui oldukça sevimli.. Kafeleri, kitapçıları, çevresindeki sakin avluları ile güzel bir uğrak noktası olan Spui, Cuma günleri kitap, Pazar günleri de sanat pazarı ile daha cazip hale geliyor.. / Stadsschowbrug belediye tiyatrosu oyunlar, gösteriler bir yana görkemli binası, kafesi ve papyonlu şehir ahalisinin puro tüttürdüğü havalı terasıyla merak konusu…(Leidseplein no.26) / Singel No.7 Nam-ı değer dünyanın en dar evi.. Topu topu 1 metre olduğundan önünden geçerken farketmemek olası. Farketmek de birşey kazandırmıyor, rahat olun :-)

T.. Şehri gezdiniz, yapacak şey kalmadı mı? Hiç sanmıyorum!.. Daha Trenle Hollanda turu var… Merkez istasyondan alacağınız tren bileti ile bu mümkün. Gideceğiniz en uzak şehre göre biletinizi aldığınızda arada kalan tüm duraklarda in-bin şeklinde başka şehirleri de gezebiliyorsunuz. Zaten yüzölçümü olarak çok büyük bir ülke olmadığına göre bunu yapmak da çok zor değil. Planlama için GVB gişesinden yardım alabilirsiniz.. / Tramvaylar şehir ulaşımında en çok kullanılan araç. Ayrıca pencereden etrafı seyrederek gitmesi de zevkli.. Çoğunun içinde bilet satıcısı var. OV Chipkaart kullanırsanız hem binerken hem de inerken bipletmek gerekiyor. Arada bir nereye gittiğini bilmediğiniz tramvaylara da atlamayı unutmayın; keşif için adettendir…

U… En sevdiğim caddelerden biri Utrechtstraat‘ı es geçmek olmaz. De Pijp’e bağlanan cadde üzerinde güzel kafeler, küçük dükkanlar, gurme adresler var.. En güzel plakçı Concerto var.. American Apparel’den Marc Jacobs’a sevdiğimiz dükkanlar var.. Sissy Boy, Klaver 4 gibi herşeyden biraz dükkan/kafeler var.. Bir de harika kuaför salonları var ki, vakit ayırıp birine giremediğim için pişmanlık full çekiyor..

V… Şehrin en büyük ve en popüler parkı Vondelpark‘tan bahsetmemek olmaz!.. Gezinmek, koşmak, çimlere yayılmak ve bisikletle dolaşmak için ideal.. İçinde ücretsiz konserler düzenlenen, amfitiyatrosunda gösteriler sergilenen parkın içinde güzel cafe ve restoranlar da var.. Bana göre en ideali, Museumplein’deki müze ziyaretleri esnasında çok yakın olan Voldelpark’a gelip, çimlerin üzerinde mini piknik molası vermek aslında…

W… Amsterdam’ın en büyük açıkhava pazarı Waterlooplein, hem eski hem de yeni giyim eşyası, askeri üniformalar, eski ev eşyaları, elektronik, plak ve CD, yaklaşık 300 tezgah ve bir sürü turistten ibarettir.. Bit pazarından gaz maskesi almanın orijinal bir fikir olduğunu düşünen turistlerden değilseniz bir tur atıp birkaç uygun fiyatlı hediyelik aldıktan sonra ilginiz çevresindeki daha görülesi yerlere kayacaktır…

Y… Yamuk! Binaların hepsi birbirinden güzel ama hepsi de yamuk.. Kanallar üstüne kurulu bir şehirde olabilir tabi diyerek derinlemesine araştırmadım ama bazı yerlerde o kadar yamuklar ki, yıkıldı yıkılacak diye endişe etmekten hatta biraz da gerilmekten kendini alamıyor insan.. / Yemek Meselesi, biraz enteresan.. Ziyaretim öncesinde hep kötü bir mutfağı olduğu, uzakdoğu tatlarından başka birşey bulunmadığı konusunda bir dolduruşla bol bol ”Rijtsttafelleri” denen acılı pilav ve haddinden fazla ”Vlaamsefrites” yani patates kızartması yiyip döneceğim derken; ”broodje” sandviçler, ”Bitterballen” köfteciklerle tanıştım… Güzel restoranlarda inanılmaz lezzetli ızgara tabakları, İtalyan ve Fransız spesyalleri tattım.. Tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki yemek konusunda hiç sorun yaşamadım…

Z… Zaman maalesef hızlı akıyor.. Kanal kıyılarında yürümek, binbir köprüden geçmek, bisikletlerin, yamuk evlerin fotoğraflarını çekmek, bol bol mola vermek, yemek-içmek, dükkanlara girip çıkmak, sokakalarda kaybolmak… Sabahın ilk saatlerinde yatıp, daha gün bile tam ağırmadan kalkıp yine kendini sokaklara atmak… Amsterdam biraz oyuncaklı, dikkat dağıtıcı detayları olan bir şehir. O yüzden de zamanın ne kadar hızlı geçtiğini anlayamıyor insan.. Zaman doluyor, dönüş vakti geliyor… Gezen şehri seviyor…